|||HABER_ARSİVİ|||

Hükümetleri halk seçer yargıç değil

Türkiye ziyaretinde konumu gereği siyasi konulara girmeyen Kraliçe II
Elizabeth'in yerine İngiltere'nin mesajlarını, Dışişleri Bakanı David
Miliband verdi. Kraliçe'ye eşlik etmek üzere geldiği başkentte
temaslarda bulunan Miliband "Hükümetler halk tarafından seçilmeli,
yargıçlar tarafından değil" dedi. Köşk'teki törenlere katılmayan
Miliband, dün Ankara'da Dışişleri Bakanı Ali Babacan ile görüşmesinin
ardından net mesajlar verdi. Miliband, "AK Parti hakkındaki kapatma
davası AB ile ilişkileri etkiler mi?" sorusunu şöyle yanıtladı: "AB'nin
temel ilkesi halkların hükümetleri seçmesidir. Tabii ki Türkiye'nin
kendi anayasası var, ancak halkın seçtiği hükümetler de desteklenmeli.
Bu hükümet 2002'den bu yana çok önemli değişiklikler yaptı, üstelik
kısa süre önce halkın büyük desteğini alarak yeniden seçildi.
Hükümetler halk tarafından seçilmeli, yargıçlar tarafından değil.
Mahkeme sonucunda neler olur, varsayımsal bir tartışmaya girmek
istemiyorum. Türkiye-AB-İngiltere ilişkileri seçilmiş olan bu hükümet
zamanında ilerledi." Bakanların görüşmesinde, iki ülke arasında
uluslararası teröre karşı ve iklim değişikliği konusunda işbirliğinin
genişletilmesi kararlaştırıldı. Babacan, Basra'da Konsolosluk açmaya
hazırlanan Türkiye'nin bölgede İngiltere ve Kuveyt ile yeni işbirliğini
başlatarak ortak ticaret bölgesi oluşturacağını belirtti. Miliband dün
MHP lideri Devlet Bahçeli'yi de ziyaret etti.

Anadolu liseleri atamalarında sürpriz gelişme

Danıştay 2. Dairesi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın, "Anadolu Liselerine
Öğretmen Seçimine" ilişkin 2005/73 Sayılı genelgesinin yürütmesini
sınavsız yapıldığı gerekçesiyle 2006 yılında durdurmuştu. Danıştay, söz
konusu genelge ile atanmasına karşın Danıştay kararı ile kararnameleri
iptal edilen öğretmenler için sınav şartı aranmamasını uygun gördü.

Danıştay 2. Dairesi Anadolu Liselerine Öğretmen Seçimine ilişkin
genelge ile atanmasına karşın, genelgenin iptali nedeniyle mağdur olan
bir öğretmenin açtığı davayı sonuçlandırdı. Danıştay, gerekçeli
kararında 2005/73 Sayılı genelgenin iptal edilmesi nedeniyle atama için
dayanak alınamayacağını belirtirken, "İşlemin tesis edildiği tarihte
yürürlülükte bulunan Aralık 1999 tarihli, 2507 sayılı Tebliğler
Dergisi'nde yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Anadolu Liseleri
Öğretmenlerinin Seçimi ve Atamalarına İlişkin Yönetmelik hükümleri
çerçevesinde durumun değerlendirilmesi gerektiği açıktır" ifadesine yer
verdi. Danıştay'ın gerekçeli kararında söz konusu yönetmeliğin 17 ve
18. maddesinde yer alan 3 yıldan daha az öğretmenlik mesleğinden ayrı
kalanlar ve söz konusu okullarda 5 yıldan daha az görev yapan
öğretmenlerin aynı türdeki okullara yeniden atanabileceği belirtildi.

SINAV ŞARTI ARANMAYACAK

Danıştay, "Esas itibariyle Anadolu Liselerine seçme sınavı ile atama
yapılacağı, ancak daha önce Anadolu statülü okullarda görev yapıp
çeşitli nedenlerle kapsam dışı okullara geçiş yapan öğretmenler için
belirli koşullarla sınav şartının aranmayacağı anlaşılmaktadır"
açıklamasında bulundu. Danıştay, bu durumdaki öğretmenlerin Anadolu
Liselerine atanması konusunda sınav şartı aranmayacağını kaydederek,
söz konusu öğretmenlerin görevden alınmasını gerektiren bir neden
bulunmadığını bildirdi. Danıştay, 1999 tarihli, 2507 sayılı Tebliğler
Dergisi'nde yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Anadolu Liseleri
Öğretmenlerinin Seçimi ve Atamalarına İlişkin Yönetmelik hükümleri
çerçevesinde söz konusu öğretmenlerin hizmet puanı göre atanmasına
karar verdi.

ÖĞRETMENLER MAĞDUR OLMUŞTU

Danıştay 2. Dairesi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın, "Anadolu Liselerine
Öğretmen Seçimine" ilişkin 2005/73 Sayılı genelgesinin yürütmesini
sınavsız yapıldığı gerekçesiyle 2006 yılında durdurmuştu. Ataması
yapılan öğretmenler ise norm fazlası olarak atandıkları okullarda
kalırken MEB, söz konusu Danıştay kararını bu yıl uygulamaya koymuş ve
öğretmenlerin mağdur olmasına neden olmuştu. Söz konusu öğretmenlerin
kararnameleri Anadolu statüsüne çevrildiği için bu süre zarfında
yapılan sınavlara da alınmadılar.Ayrıca iki yıllık çalışma sürelerini
de doldurmadıkları için il içi tayin isteyemeyen öğretmenler, ciddi
mağduriyet içine düşmüştü.

(ANKA)

Meteoroloji Genel Müdürü görevinden alındı

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Adnan Ünal bu görevinden alınarak, Başbakanlık Müşavirliği'ne getirildi.

Çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan atamalar Resmi Gazete'nin
bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, Başbakanlık
Müşavirliğine, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Adnan Ünal
getirildi.

DPT Müsteşarlığında Planlama Uzmanlığına, Planlama Uzman Yardımcısı
Dilek Okkalı Şanalmış, Hazine Müsteşarlığı Başkontrolörlüklerine,
Hazine Kontrolörleri Nuri Ateş, Ergül Halisçelik ve Mehmet Üvez, Maliye
Bakanlığı Baş Hesap Uzmanlıklarına Hesap Uzmanları İsmail Tekkoyun,
Mustafa Gürhan Acar, Aykut Gümüşlüoğlu, Arif Yıldırım, Alirıza Akbulut,
İbrahim Şahan, Mehlika Sultan Ak ve Mehmet Kalkınoğlu, Sanayi ve
Ticaret Bakanı Başmüfettişliğe ise Ali Karakaya getirildi.

Manisa Bayındırlık ve İskan Müdürlüğüne Selami Katran, Amasya
Bayındırlık ve İskan Müdürlüğüne Ali Osman Torbacı ve Yozgat
Bayındırlık ve İskan Müdürlüğüne İbrahim Tamer atandı.Denizcilik
Müsteşarlığı İzmir Bölge Müdürlüğüne de Hızırreis Deniz getirildi.

(ANKA)

Ankara'da patlama: 2 ölü, 5 yaralı

Ankara'nın Çubuk ilçesinde sanayi sitesinde, yoğurt ve süt imalatı
yapan bir fabrikada meydana gelen patlamada ilk belirlemede 2 işçi
hayatını kaybetti.

Kazan dairesinde oluşan basınçtan kaynaklandığı öne sürülen patlamada
yaralanan 5 işçi çeşitli hastanelere kaldırıldı. Patlama sonrası
fabrika kullanılamaz hale gelirken, çökme neticesinde ölen işçiler
duvar altında kaldı.

Çubuk'taki patlamada yaralanan işçiler Ankara'daki bazı hastanelere
sevk edildi. Patlamanın ardından olay yerine gelen işçi yakınları sinir
krizleri geçirdi. Aynı fabrikada çalışan işçilerden bazıları ise
baygınlık geçirdi. İşçiler, polis ve çevredeki vatandaşlar tarafından
sakinleştirilmeye çalışıldı. Polis ve itfaiye ekipleri geniş güvenlik
önlemleri aldı.

Görgü tanıklarından Dursun İpek, fabrikanın karşısındaki
imalathanesinde patlamayı duyduğunu ve ilk etapta deprem olduğunu
sandığını kaydetti. İpek, patlamayla birlikte fabrikanın kazan
parçalarının çevreye yayıldığını belirterek, "Patlamanın ardından
içeriye girdim. Yaralılar ve ölenler içerideydi. Bu kişilerden şahsen
görüştüğüm ve tanıdığım insanlarda vardı" dedi.

Dursun İpek, patlamanın kalorifer kazanında meydana gelebileceğini
söyledi. Patlayan fabrikadaki ve çevredeki işyerlerinde çalışan
işçiler, polis ve itfaiyenin çalışmalarını dikkatle takip ediyor.

ÖLENLERİN VE YARALANANLARIN KİMLİKLERİ BELİRLENDİ

Ankara'nın Çubuk ilçesindeki sanayi sitesinde bir süt ürünleri
fabrikasında meydana gelen patlamada ölen ve yaralananların kimlikleri
belirlendi.

Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre, süt ürünleri fabrikasında
buhar kazanının patlaması sonucu meydana gelen patlamada, işçilerden
Hamza Canlı ve süt vermek için 06 CEM 10 plakalı aracıyla fabrikaya
gelen Hasan Akkaya'nın hayatını kaybettiği bildirildi.

Ağır yaralanan Hüseyin Himmetoğlu tedavi için ambulansla Ankara'ya sevk
edilirken, Ömer Akal, Ebubekir Şanlı, Yüksel Akkaş ve Kemalettin
Küpeli'nin ayakta tedavi edildikleri kaydedildi. Patlamayla ilgili
soruşturma sürdürülüyor.

PATLAMADA YARALANANLAR ÇEŞİTLİ HASTANELERDE TEDAVİ ALTINA ALINDI

Çubuk Sanayi Sitesi'nde bulunan süt ve yoğurt imalathanesinde meydana
gelen patlamanın ardından 5 yaralı çeşitli hastanelerde tedavi altına
alındı.

Çubuk'taki patlamayla ilgili tedavi altına alındıkları hastanelerde
açıklama yapan yaralılar, ani patlama karşısında etrafı yoğun bir
buharın kapladığını, ne olduğunu anlayamadıklarını dile getirdiler.

Yaralılara müdahalede bulunan hastane doktoru ise 4 yaralıdan biri kafa
travması geçirmiş, yaralıların genel itibariyle durumu iyi ancak
birinin durumu ağır" dedi. Yaralılar, tedavi gördüğü sırada aileleri
kendilerini cep telefonuyla arayarak durumlarını sordu. Olay yerinde
ise patlamanın ardından çok sayıda fabrika çalışanının yakını bölgeye
geldi. Savcılık olay yerinde incelemelerde bulunurken, cesetlerin
çıkartılması için çalışmalar başlatıldı.

(AJANSLAR)

Teröristler panikte


Hakkâri'nin Şemdinli ilçesinin Aktütün köyü sınır jandarma karakolunu
basarak 6 askeri şehit eden teröristlere ağır darbe indirildi. 19
teröristin öldürüldüğü baskının ardından başlatılan operasyonda 11
terörist daha etkisiz hale getirildi. Terörist grubun büyük panik
içinde olduğu kendi aralarında yaptığı telsiz konuşmalarına yansıdı.
Terörist grubun kayıplarını gizlemek için ölen arkadaşlarının
cesetlerini Herki Deresi'ne attığı dinlemeye takıldı. Teröristlerin
geri püskürtülmesinde büyük rol oynayan "Fırtına" obüslerini de SABAH
görüntüledi.

Gül yanlışlıkla Kraliçe'ye dokundu

Kraliçe'nin Ankara'da ilk durağı Anıtkabir oldu. Kraliçe daha sonra
Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Gül tarafından resmi törenle ile
karşılandı.
Ana kapının açılmasının ardından Hayrünnisa Gül ve Dük Philip kapıdan
çıkarken, Cumhurbaşkanı Gül büyük itinayla davrandığı Kraliçe'ye
duracağı yeri göstermek için farkında olmadan koluna hafifçe dokundu.

Dörtlü fotoğraf öncesinde eşler el sıkışırken Hayrünnisa Gül'ün
reverans yapmaması dikkat çekti. Cumhurbaşkanı eşiyle birlikte 25
dakika boyunca Kraliçe ve eşini ağırladı. İngiltere Kraliçesi II.
Elizabeth ve eşi Dük onuruna Cumhurbaşkanı Gül ve eşinin verdiği resmi
yemeğin sonunda dünyanın sayılı çocuk senfoni orkestralarından Doğuş
bir konser verdi. Kraliçe'nin özellikle dinlemek istediği çocuk
orkestrası 10-16 yaş grubundan 92 çocuktan oluşuyor.

Öğrencilere müjde: Ceket ve kravat zorunluluğu kalktı

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bir genelge yayınlayarak, yaz
mevsiminin başlaması ve hava sıcaklıklarının artması nedeniyle erkek
öğrencilerin ceket giyme ve kravat takma zorunluluğunu kaldırdı.

Çelik, kız öğrencilerin ise "şeffaf olmayan, vücut hatlarını belli
etmeyen, badi, streç gibi darlıkla kıyafet olmayacak şekilde, öğrenciye
yakışır, sadece kollu veya yarım kollu gömlek veya tişört"
giyebileceğini bildirdi.

İlk ve ortaöğretim okulları görevlilerinin ve öğrencilerinin kılık
kıyafetinde yaz dönemi uygulaması başlatıldı. Milli Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'in genelgesiyle, yaz mevsiminin başlaması ve hava
sıcaklıklarının artması sebebiyle öğrencilerin bundan olumsuz
etkilenmemesi için bölgelerin iklim şartları dikkate alınarak, şu
kurallara uyulması istendi:

"-Erkek öğrencilerimizin ceket giyme ve kravat takma zorunluluğunun
kaldırılması, öğrenciye yakışır, sade, kollu/yarım kollu gömlek ve
tişört giymeleri,

-Kız öğrencilerimizin şeffaf olmayan, vücut hatlarını belli etmeyen,
badi, streç ve benzeri darlıkta kıyafet olmayacak şekilde, öğrenciye
yakışır, sade, kollu/yarım kollu gömlek veya tişört giymeleri,

-Kıyafetlerin pedagojik esaslara uygun olmasına özen gösterilmesi, kot,
streç, tayt vb. pantolonlar ile okulca belirlenenlerin dışında simge,
sembol, şekil ve yazıların yer alacağı, vücut hatlarını belli eden
darlık ve türde yakasız, kolsuz kıyafetleri giymemeleri."

Genelgede, uygulamanın yeni öğretim yılına kadar devam ettirileceği belirtildi.

Bakan Çelik ayrıca, okullarda düzenlenen mezuniyet etkinliklerinin,
velilere ekonomik yük getirmeyecek şekilde düzenlenmesi talimatı verdi.
Genelgede, okullarda düzenlenen mezuniyet etkinliklerinin, "velilere
ekonomik yük getirmeyecek şekilde, veli, öğretmen ve yöneticilerin
katılımının sağlanacağı, başka mekanlar yerine eğitim kurumlarında,
daha anlamlı ve coşkulu bir şekilde ilgili genelgede belirtilen
esaslara göre düzenlenmesi" istendi.

(ANKA)

GP'li başkan adayı insan kaçakçısı

2004 seçimlerinde Genç Parti'nin İzmir Kemalpaşa Belediye Başkan adayı
olan Aydeniz Türkoğlu ile eşi, insan kaçakçılığı yaptıkları
gerekçesiyle yakalandı..

İzmir'in Seferihisar ilçesinde 35 gün önce Yunanistan'a geçmek isteyen
bir grup mülteci jandarma tarafından yakalandı. İnsan tacirlerinin
peşine düşen İzmir emniyeti, istihbarat çalışması sonucu bu kez başka
bir grubun Didim'den Yunanistan'a geçirilmesi için hazırlık yapıldığını
öğrenildi. Önceki gün Gaziemir'de 5 ayrı ekiple önlem alan polis,
beklemeye başladı. Ekipler, bir süre sonra bulundukları yerden geçmek
isteyen ve içinde Somali, Filistin ve Eritre uyruklu 10 mültecinin
bulunduğu minibüsü durdurmak istedi. Ancak kaçmaya çalışan minibüs
sürücüsü Mehmet Şeren önünü kesen polis aracına çarparak durabildi.
Sürücü ile göçmenler gözaltına alındı. Sürücü Şeren'i sorgulayan
polisler, şebekenin liderliğini, 2004 yerel seçimlerinde Genç Parti'den
Kemalpaşa Belediye Başkan Adayı olan Aydeniz Türkoğlu (32) ile eşi
İbrahim Türkoğlu'nun yaptığını belirledi. Bunun üzerine Gaziemir,
Narlıdere, Karşıyaka ilçeleri ile Eşrefpaşa'da eşzamanlı olarak yapılan
operasyonlarda, Türkoğlu çifti ile adamları "Tahsin" kod adlı Yıldırım
Cemali, Cihan Şahin, Fatih Akbalık ve Zeki Cüce gözaltına alındı.

TESLİMAT GARANTİLİ
Baskında kullandıkları cep telefonlarını tuvalete attıkları belirlenen
zanlıların gösterdikleri yerlerde de, insan kaçakçılığında kullanıldığı
belirlenen 3 araç, 1 tekne motoru ve 4 can yeleği ele geçirildi.
Şebekenin mülteci başına 2 bin ile 2 bin 500 dolar para aldığı ve
teslimat garantili çalıştığı öğrenildi.

Yaşını küçülttü başı derde girdi

Nüfusuyla oynayıp, 1968 olan doğum tarihini 1978 yapan Uras'a "resmi belgede sahtecilik" suçlamasıyla dava açıldı..

Adana Havalimanı'ndan Kıbrıs'a gitmek isterken kimlik kontrolünde sahte
nüfus cüzdanı ile yakalanan şarkıcı Fulden Uras, "resmi belgede
sahtecilik" suçundan beş yıla kadar hapis cezası istemiyle
yargılanıyor. Nüfus cüzdanında 1968 olan doğum tarihini 1978 olarak
düzelttiği iddia edilen Uras, Sarıyer Adliyesi'nde ifade verecek. Ünlü
şarkıcıyı mahkemelik eden süreç, 17 Şubat'ta yaşandı. KKTC'ye gitmek
üzere Adana Havalimanı'na gelen Uras, kimlik kontrolü sırasında
gözaltına alındı. Sahte nüfus cüzdanı kullandığı tespit edilen Uras,
çıkarıldığı Adana Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuksuz
yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Uras adliye çıkışında basın
mensuplarına, "Benim kimliğim çalınmıştı. O da başkasının üzerinde
çıkmış" diye konuşmuştu.

10 YIL GENÇLEŞTİ!
Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede kriminal incelemede sahte
olduğu belirlenen belgedeki bilgilerin doğru ancak doğum tarihinin 1968
yerine 1978 olarak yazılı olduğu kaydedildi. Adana Cumhuriyet
Savcılığı, sahte kimlik ibraz ederek "resmi belgede sahtecilik" suçu
işlediği iddia edilen ünlü şarkıcının 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ile
cezalandırılmasını talep etti.

120 bin euro'luk nişan yüzüğü

Bahçıvan'ın, Yalçın'a taktığı elmas ve pırlanta süslü Bvlgari marka nişan yüzüğü lüks bir ev değerinde!..

Kerem Dürüst'den boşandıktan sonra çapkınların hedefi haline gelen
sosyetik güzel Süreyya Yalçın, geçtiğimiz günlerde Emre Bahçıvan ile
nişanlanmıştı...

Özel el yapımı
Yaklaşık 3 aydır birlikte olduğu Bahçıvan ile Les Ottomans'da
nişanlanan ve ardından da Reina'da eğlenen Süreyya'ya, Bahçıvan'ın
taktığı 120 bin euro değerindeki Bvlgari marka nişan yüzüğünün fiyatı
olay yarattı. Lüks bir ev parası değerindeki yüzük özel el yapımı,
pırlanta ve elmas taşlarla süslü...

Hala konuşuluyor
Nişan töreni öncesi şiddetli bir kavga ile yollarını ayıran ancak
ailelerinin araya girmesiyle barışan çiftten Süreyya Yalçın'ın altın
sarısı nişan tuvaletini Nur Yerlitaş hazırladı... Emre Bahçıvan ise
Ermenegildo Zegna marka smokin tercih etmişti... Yurt dışından jet
sosyetenin özel uçaklarla getirildiği nişanın yankıları sürüyor.

TAKVİM

Çalışma Bakanlığı'nda bir koltuğa üç başkan

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı'nda
üç başkan bir koltukta oturuyor. Görevden alınan ve yargı kararıyla
geri dönen iki başkanı Mehmet Arslan Yılmaz ve Mehmet Tekinarslan ile
Çalışma Bakanı Faruk Çelik tarafından atanan Sıddık Topaloğlu, her gün
işe gelerek mesaisine başlıyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı eski adı Araştırma
Planlama Koordinasyon Başkanlığı (APK), yeni adı ise Strateji
Geliştirme Başkanlığı'nda tam üç başkan var. Eski Bakan Murat
Başesgioğlu tarafından başkanlığa getirilen Mehmet Arslan Yılmaz 2005
yılının sonlarında görevden alındı, yerine ise Mehmet Tekinarslan
atandı.

Kendisine haksızlık yapıldığı gerekçesiyle başkanlıktan alınmasını
yargıya taşıyan Yılmaz, Kasım 2007'de mahkeme kararıyla Başkanlığa
yeniden döndü ve Tekinarslan'ın yaklaşık bir yıl oturduğu koltuğunu
geri aldı. Ardından Tekinarslan yargıya başvurdu ve o da göreve iade
kararı aldı.

Çalışma Bakanlığı, Tekinarslan'ın dönüş kararına itiraz ederek temyize götürdü. Ancak fiilen başkanlık statüsü devam ediyor.

Mahkeme kararıyla tekrar göreve dönen ve koltuğa oturan Yılmaz bu sefer
Şubat'ta çıkarılan kararname ile Kıbrıs'a gönderildi, yerine de
İzmir'den Sıddık Topaloğlu atandı. Yılmaz'ın atamasını Danıştay, "Üst
görevlerde yurt dışına gidecekler sınavsız gidemez" gerekçesiyle
durdurması üzerine Yılmaz tekrar görevine döndü. Bakanlığın üç atama
yaptığı başkanlığa, üç başkan günlük mesaisine gidip geliyor. Başkanlık
görevini ise Yılmaz sürdürüyor. Diğer başkanlar ise kurumda kendilerine
tahsis edilen odalarda akıbetlerinin nasıl olacağını bekliyor.

YILMAZ İÇİN TBMM'DE ÖZEL KARARNAME ÇIKARILIYOR

Bakanlığın, yaklaşık 30 yıldır bakanlıkta çeşitli görevlerde bulunan ve
son 5 yıldır başkanlık yapan Yılmaz'ın Kıbrıs'a gönderilmesi için
kanunda değişiklik yapmak için çalışmalara başladığı öğrenildi. Çalışma
Bakanlığı'nın geçtiğimiz ay komisyondan geçirttiği, "Sınavsız yurt
dışına gider" şeklinde değiştirilen kanun değişikliği TBMM'nin
gündemine 72. sıradan alındı. Yasanın önümüzdeki ay kabul edilmesi
halinde Yılmaz KKTC'ye gönderilecek ve görevi İzmir'den gelen Topaloğlu
devralacak. Bu sefer de mahkeme kararıyla göreve dönen, bakanlığın
temyiz başvurusu yaptığı diğer başkan adayı Tekinarslan, temyiz
başvurusu lehine sonuçlanırsa koltuğa oturacak.

ÇALIŞANLAR HER ÜÇ BAŞKANA DA "GÜNAYDIN BAŞKANIM' DİYOR

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Strateji Geliştirme
Başkanlığı'nda çalışan personel her üç başkana da koridorlarda
karşılaştığında, "Günaydın başkanım, iyi akşamlar başkanım' diyor. Her
gün düzenli olarak işe gelip giden ve sözkonusu yasanın TBMM'de kabul
edilip yasalaşana kadar başkanlık koltuğunda oturacak olan Yılmaz'a
ulaştık. Yılmaz ANKA'nın sorularını, "devlet memuru' olduğu
gerekçesiyle geri çevirirken, durumun bu hale gelmesinden dolayı üzgün
olan üç başkan da konuşmaktan kaçınıyor.

(ANKA)

AKP yeniden kampa giriyor

AKP'nin geleneksel hale getirdiği ve 6 ayda bir yapılan "İstişare ve
Değerlendirme Toplantısı" bu ay sonunda Kızılcahamam'da yapılacak. 6 ay
önce yeni Anayasa ve Meclis çalışmalarını Kızılcahamam kampında
tartışan AKP bu kez kapatma davasını tartışacak.

AKP 12'inci "İstişare ve Değerlendirme Toplantısı" 30 Mayıs - 1 Haziran
tarihleri arasında Kızılcahamam Asya Termal Tesislerinde
gerçekleştirilecek. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekilleriyle
50'er kişilik gruplar halinde görüşmesinden kısa süre sonra yapılacak
kampa milletvekilleri, parti kurucuları ve Merkez Karar ve Yönetim
Kurulu üyeleri katılacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açılış
konuşmasını yapacağı toplantının ana gündemini ise kapatma davası
oluşturacak. Erdoğan'ın, tüm partililerle bir araya gelme imkanı
bulacağı kampta alınacak kararlar merakla bekleniyor. 22 Temmuz
seçimlerinde milletvekili adayı olmayan ve yeni bir siyasi arayış
içinde olduğu bildirilen eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in
de kampa katılıp katılmayacağı da merak ediliyor. Şener, partinin en
son yapılan MKYK toplantısına katılmış ve kapatma davasıyla ilgili
görüşlerini açıklamıştı.

6 AYDA NEREDEN NEREYE

AKP "İstişare ve Değerlendirme Toplantılarının sonuncusunu 24-25 Kasım
tarihlerinde yine Kızılcahamam'da yapmıştı. 22 Temmuz seçimlerinin
ardından yapılan ilk kampta yeni seçilen milletvekillerinin de
tanışmasına vesile olmuştu. 6 ay önceki kampın ana konusunu yeni
Anayasa oluşturmuştu. AKP, seçim zaferinin hemen ardından sevil bir
Anayasa yapmak için hazırlıklara başlamış ve akademik bir heyete taslak
bir metin hazırlatılmıştı. Kızılcahamam kampında yeni Anayasa ile
ilgili sunum yapılmış ve milletvekillerinin de görüşü alınmıştı.

Aradan geçen 6 ayda yeni Anayasa, TBMM gündemine getirilmedi ancak
mevcut Anayasa'da üniversitelerde türban serbestisini getirecek olan
düzenlemeler yapıldı. Bunun ardından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
parti hakkında kapatma davası açtı. 6 ay önce yeni Anayasa'yı tartışan
AKP 6 ay sonra haklarında açılan kapatma davasını tartışacak.

SON GÖRÜŞME YARIN

Öte yandan, kapatma davasıyla ilgili gruplar halinde milletvekillerinin
görüşlerini alan Erdoğan, yarın son grup milletvekiliyle bir araya
gelecek. Parti genel merkezinde kahvaltılı toplantıda
milletvekilleriyle bir araya gelmesi beklenen Erdoğan'ın bu görüşmenin
ardından yol haritasını belirleyecek. Daha önce MKYK'dan kapatma
davasını yürütmek konusunda tam yetki alan Erdoğan, milletvekilleriyle
görüştükten ve onların görüşlerini aldıktan sonra nasıl bir yol
izleyeceklerine karar vereceklerini açıklamıştı.

(ANKA)

"Tamamen yanlış anlama var"

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman
Paksüt'ün takip edilmesi ve dinlenmesi olayının "tamamen yanlış
anlamadan ibaret bir konu' olduğunu söyledi.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda,
milletvekillerinin, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün
takip edilmesi ve dinlenmesi olayıyla ilgili sorularını yanıtladı.
Olayın tamamen yanlış anlamadan ibaret bir konu olduğunu kaydeden Bakan
Atalay, ''Ankara Emniyet Müdürünü arıyor, kendisi oraya gidiyor ve
incelemelerde bulunuyor. 'Yanlış anlama' diye bu konu izah ediliyor.
Tamamen bir yanlış anlama var. Kendisinin takibi gibi bir konu söz
konusu değil. Burada kapalı kalan bir konu yok. Sayın üye de dahil
oradakilerin hepsi, olayın yanlış anlama olduğunu anladılar.''dedi.
Bakan Atalay, gazetecilerin olayla ilgili sorularına ise polisin
dinlemesi gibi bir olayın söz konusu olmadığı yanıtını verdi. Atalay,
"Dün Ankara Emniyet Müdürümüzü hemen arıyorlar. O da gidiyor,
araştırıyorlar. Sonunda bunun bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğu
birlikte tespit ediliyor. Kendilerinin de bu şekilde bir ifadeleri var.
Yani ortada böyle bir sorun yok. Tamamen yanlış anlamadan ibaret bir
konudur. Bana da akşam Ankara Emniyet Müdürü ve Emniyet Genel Müdürümüz
bilgi verdiler." dedi.

(ANKA)

"Demokrasi içinde çözümler bulunur"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz ******, AK Parti'ye
açılan kapatma davasıyla ilgili olarak, demokrasi içerisinde çözümlerin
bulunacağını belirtti.

CHP Lideri ******, iktidarın hatalar zinciri ortaya koyduğunu ileri
sürerek, Türkiye'nin her zaman yolunu bulacağını, hatalardan
kurtulabileceğini ifade etti.

******, Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla Türkiye Ziraat Odaları Birliği
(TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar ve heyetini kabul etti. CHP Lideri,
Parti Genel Merkezi'nde yarım saatten fazla süren görüşmenin ardından
gazetecilere açıklamalarda bulundu.

******, çiftçi sorunlarının ön plana çıktığı bir dönemden geçildiğini
belirterek, tarımda yeni bir dengenin kurulmasının zaruret olduğunu
kaydetti. Türkiye'nin tarım hususunda sıkıntlı bir süreçten geçtiğine
işaret eden Deniz ******, yeni, ciddi ve kapsamlı bir tarım
politikasının ortaya koyulmasını, uygulanmasını istedi.

Hasat dönemine doğru ülkenin kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya
kaldığını vurgulayan CHP Genel Başkanı, Hükümetin çitfçiye dönük destek
siyasetine eleştiri getirdi. ******, GAP'ın unutulmasının bedelini
çitfçinin ödeyeceğine dikkat çekerken, GAP'ın derhal ayağa
kaldırılması, kanal sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini ifade
etti.

CHP Lideri, tarım sektörünün ve çalışanlarının Dünya Çiftçiler Günü'nü
kutladı ve sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra resmi organlarla her
türlü işbirliğine girmeye hazır olduklarının sinyalini verdi.

TZOB Başkanı Bayraktar ise kuraklığın çiftçileri etkildeğini, sektörün
bunun üstüne gıda kriziyle karşılaştığını dile getirdi. Türkiye'nin
önlemlerini almadığı sürece gıda spekülatörlerinin ve fırsatçılarının
ortaya çıkacağını kaydeden Şemsi Bayraktar, söz konusu sıkıntıların
ortaya çıkmamasını istedi. TZOB Başkanı, maliyetle ilgili sorunların da
varlığına işaret ederek, azot, gübre ve ilaç fiyatlarında indirim
talebinde bulundu.

CHP Genel Başkanı ******, açıklamaların ardından gazetecilerin konuya
ve gündeme yönelik sorularına cevap verdi. Gazetecilerin, "Yeni tarım
politikası nasıl olmalı" sorusuna CHP Genel Başkanı, şöyle yanıt verdi:
"Çiftçi kuruluşlarını kıa sürede toplamamız söz konusu, bunu gecikmeden
yapacağız. Çiftçilerin sorunlarını konuşmak için bu toplantıyı yapmak
istiyoruz. Türkiye'nin dikkatini bahsettiğimiz konulara çekeceğiz.
Çalışmaları Güneydoğu'da yapabiliriz. Bu bölge büyük bir sıkıntıyla
karşı karşıya bulunmaktadır. Üretimde yüzde 80, 90'ları bulan yer yer
yüzde 70'leri gören bir üretim eksikliği var. Güneydoğu'da bir tarım
sorunu var."

Kapatma davası ve AK Parti ile MHP arasındaki tuzak tartışmasının
hatırlatılması üzerine Deniz ******, gelişmeleri büyük bir ilgiyle
izlediklerini, konuyu an ve an takip ettiklerini belirtti.

Türkiye'de son dönemde büyük hataların yapıldığını savunan ******,
"Hatalar olduğu ve geleceğe bakılması söyleniyor, bu süreklilik arz
ediyor. Bu kadar çok hatanın üst üste aynı heyet tarafından yapılması
ilgi çekiyor. Buna tuzağa çekilme mi, sürüklenme mi, kaçış mı denir
bilemem ancak iktidar, hatalar zinciri gerçekleştiriyor" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı, Türkiye'nin sıkıntılı bir süreçten geçtiğinin altını
çizdi ve iktidarın ülkeyi yönetme kabiliyetini kaybettiğini savundu.
******, "Olağanüstü destek ve temsil kabiliyetiyle geldiği halde, 6
yıldır iktidarda bulunmasına rağmen iktidar bugün ülkeyi yönetemez hale
gelmiştir. Bu ciddi bir boşluk oluşturmaktadır" şeklinde konuştu.

CHP Genel Başkanı Deniz ******, demokrasi içerisinde çözümlerin
bulunacağına işaret ederken, Türkiye'nin yolunu bulacağını, hatalardan
kurtulabileceğini belirtti.

Gazetecilerin 301'inci maddedeki değişiklikle ilgili MHP'nin Anayasa
Mahkemesi'ne başvurulmasına yönelik davetini nasıl karşıladıklarının
sorulması üzerine de ******, "Kanunun Anayasa Mahkemesi'ne
getirilmesini gerektiren zaafiyetlere bakarız. Arkadaşlarımız konuya
ilişkin gereken incelemeleri yapacaktır. Hukuki bir zaafiyet görürsek
gereken incelemeyi yaparız" dedi.

CHP'nin, Kurultay öncesinde "Çekil aradan Din de bizim, Devlet de
bizim, Millet de bizim" söylemi hakkında Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın laikliği gözönünde bulundurarak inceleme başlattığının
hatırlatılmasına karşılık Genel Başkan ******, "Süreci izliyoruz"
demekle yetindi.
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün takip ihbarıyla ilgili
olarak da Deniz ******, gelişmeleri üzüntüyle takip ettiklerini
belirtti. AK Parti'den ihraç edilen Turhan Çömez'le görüşmesinin
içeriği sorulan CHP Genel Başkanı, "Kendisiyle milletvekili olduğu
dönemde de iyi ilişkilerimiz vardı, ilişkilerimizi devam ettiriyoruz.
Kişilikli, onurlu, parlamentoda bulunmasını istediğim bir insandır.
Kendisinin daha önce bizimle görüşme arzusu oldu, yurt dışındaki
gelişmelere karşı ilgili bir arkadaşımız. Ortadoğu, İran, Irak ve
Filistin'le ilgili görüşleri mevcut, zaman zaman mektupla görüşlerini
anlatır, zaman zaman da yüz yüze görüşür, fikir ve izlenimlerimizi
paylaşırız."

CİHAN

"Temennim Anayasa Mahkemesi'nin günlük siyasetin üstüne çıkması"

TBMM Başkanı Köksal Toptan, kapatma davalarıyla ilgili olarak, dünyanın
demokratik bütün ülkelerinde, Anayasa Mahkemelerinin, yüksek mahkeme
olma özelliğiyle, çok büyük önem taşıdığını, ülkelerin geleceğine yön
verdiğini söyledi. Toptan, Anayasa Mahkemesin'de görülen parti kapatma
davalarını değerlendirirken, "Temennim, mahkemenin günlük siyasetin
üstüne çıkmak ama istikrarı da gözetmek suretiyle, herkesin 'oh'
diyebileceği bir içtihadı ortaya çıkarması." dedi.

Meclis Başkanı Toptan, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonu ile Türk Kardiyoloji Derneği işbirliğiyle TBMM'de düzenlenen
tansiyon ölçüm etkinliğine katıldı. Toptan, bugün bazı basın yayın
organlarına yansıyan açıklamaları ile ilgili gazetecilerin sorularını
cevapladı.

Toptan, dünyanın demokratik bütün ülkelerinde, Anayasa Mahkemelerinin,
yüksek mahkeme olma özelliğiyle, çok büyük önem taşıdığını, ülkelerin
geleceğine yön verdiğini söyledi.

Anayasa Mahkemelerinin, çağdaş yorumlar getirerek, ülke ve ülke
hukukunun önünü açan içtihatlar yarattığına işaret eden Toptan şöyle
konuştu:

"Anayasa Mahkemesinde şu anda görülen parti kapatma davalarıyla ilgili
olarak, Anayasa Mahkememiz, klasik olarak bilinen, açılan davanın
kabulü veya reddi yönünde karar vermek yerine, dava açılmasını
değerlendiren ama istikrarın bozulmasına da engel olacak, herkesin
düşünüp, tartışıp, kendi eksikliklerini bulacağı, yol ve yön gösterici
bir içtihat ortaya koyabilir. Bunu, Türk hukukçuları, siyaset
bilimcileri düşünsün diye ortaya atıyorum. Elbette, Anayasa Mahkememiz,
ülkenin yararına en doğru, güzel kararı verecektir. Ama bizim de
siyasetçiler, bilim adamları olarak, böyle bir tartışmayı Anayasa
Mahkemesinin önüne koymakta yarar var. Özellikle siyaset bilimcileri ve
hukukçularımızın, bu konuda tartışma yapmalarının yararlı olabileceğini
düşündüm."

Bir gazetecinin, "Anayasa Mahkemesinin, bu tür davalarda hukuk
kurallarının yanı sıra, istikrarı da gözetmesi gerekip gerekmediğinin"
sorması üzerine Toptan, Anayasa Mahkemesine görev yükleyecek bir
pozisyonda olmadığını belirterek, "Ben temenniyi dile getiriyorum.
Anayasa Mahkemesi Türkiye'nin geleceğini de kurar. Dava açılması, bir
takım endişelerden, verilerden kaynaklanıyor, bir takım delillere
dayanıyor" diye konuştu.

Toptan şöyle devam etti:

"Sayın Başsavcı, mutlaka davayı açarken, çok önemli bilgi, belgeler
bularak bu davayı açıyor. Anayasa Mahkemesinin önüne, bunların takdiri
için koyuyor. Bu süreçle ilgili benim değerlendirme yapmam söz konusu
olamaz. Temennim, Anayasa Mahkemesinin günlük siyasetin üstüne çıkmak
suretiyle, dava açmayı gerekli kılan olayları da değerlendirmek
suretiyle ama istikrarı da gözetmek suretiyle, herkesin bir 'oh'
diyebileceği, kendi endişelerinin giderildiğinin hissedebileceği bir
Anayasa Mahkemesi içtihadı ortaya çıkabilir."

TOPTAN'IN TANSİYONU YÜKSEK ÇIKTI

TBMM'de düzenlenen tansiyon ölçüm etkinliğine katılan Toptan'ın,
değerleri yüksek çıkınca sağlık personeli tarafından ikinci kez
tansiyonu ölçüldü. Toptan'ın tansiyonun biraz yüksek çıktığı görüldü.

Tansiyon ölçüm etkinliğine çok sayıda milletvekili de katıldı.

(ANKA)

emeğine sağlık serkan

CHP'de sürpriz ziyaretçi

Eski AKP Milletvekili Turhan Çömez sürpriz bir şekilde CHP Genel
Başkanı Deniz ******'ı CHP Genel Merkezi'nde ziyaret etti. Çömez Genel
Merkez'den ayrılırken ziyaretine ilişkin gazetecilerin sorularını
yanıtsız bıraktı.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar'ın CHP
lideri ******'ı ziyaretini izlemeye gelen basın mensupları genel
merkezde bir sürprizle karşılaştı. AKP'den ihraç edilen eski Balıkesir
Milletvekili Turhan Çömez, Deniz ****** ile görüştü. Çömez,
gazetecilerin sorularını yanıtsız bırakırken genel merkezden ayrıldı.

(ANKA)

"Türkiye'de 50 bin kişi ölürdü"

Uzmanlar, "Çin'deki deprem Türkiye'yi etkilemez" diyor ama uyarıyor:
Bizde olsa 50 bin kişi ölür, İstanbul'da 40 bin kadar bina yıkılır.
Deprem gerçeği sulandırılıyor..

Çin'de yaşanan 7.9 büyüklüğündeki deprem bir kez daha dikkatleri olası
Marmara depremine çevirdi. Uzmanlar, Çin'deki depremin Türkiye'de olası
bir depremi tetiklemeyeceğinin altını çizdi ancak ekledi: "Bu
görüntüler bize deprem gerçeğini hatırlatmalı. Hazırlıklı olmalıyız.
Benzer bir depremde İstanbul'da 40 bin bina yıkılır, Türkiye'nin
herhangi bir köşesinde 50 bini kişi ölürdü."

"Deprem 9 şiddetinde açığa çıktı"
Prof. Dr. Ahmet Ercan: Çin'deki son deprem 9 şiddetinde açığa
çıkmıştır. Türkiye böyle büyük bir depremi, 7.9 büyüklüğündeki depremle
Erzincan'da bir kez yaşadı. Bu büyüklükteki bir deprem Türkiye'nin
herhangi bir bölgesinde olursa 50 bin can kaybı olur.

"1999 depreminden 10 kat daha büyük"
Prof. Dr. Şükrü Ersoy: Bir tetikleme olmaz. Yaşanan deprem Marmara
depreminden yaklaşık 10 kat büyük. Marmara'da deprem konusu
sulandırılıyor. Depremi küçültücü bir çaba var. İstanbul'da ciddi bir
can ve mal kaybına hazır olalım. Bunu söylemek korkutmak değil artık.
Sosyal sorumluluğun gereği. Bir an önce hazırlıklı hale gelmeliyiz.

"İstanbul'daki çalışmalar fiyasko"
Prof. Dr. Semih Tezcan: Çin'deki depremi sadece nüfus yoğunluğu
açısından İstanbul'la kıyaslayabiliriz. Aynı büyüklükte bir deprem
İstanbul'da olursa yaklaşık 40 bin bina etkilenir. Marmara'yı
etkileyecek deprem 7.2 büyüklüğünde olacak. Yeterli eğitim yok, yasalar
eksik... Zeytinburnu, Alibeyköy ve Fatih'te yapılan çalışmalar da
fiyasko.

"Türkiye daima hazırlıklı olmalı"
Prof. Dr. Haluk Eyidoğan: Türkiye ile herhangi bir jeolojik bağlantısı
yok. 7 veya daha büyük bir depremin Marmara Denizi'nde olma olasılığı
yüzde 35-65 arasındadır. Türkiye depreme her zaman hazır olmalı. 10
yıldır deprem olmaması aynı zamanda bir şansı kullanmaktır

30 bin YTL'ye anaokulu

Başkentteki TED Ankara Koleji, 2008-2009 eğitim öğretim yılında
anaokulu ücreti geçen yıla göre yüzde 9,6 artırarak KDV dahil 29 bin
600 YTL olarak belirledi.Özel okullar, Özel Öğretim Kurumları Öğrenci
Ücretleri Tespit ve Tahsil Yönetmeliği gereğince ücretlerini ilan
etmeye başladı.
TED Ankara Koleji'nin anaokuluna 5 yaş grubuna öğrenci alınacak. 5 yaş
grubu için 2008-2009 yılı ücreti KDV dahil 29 bin 600 YTL olarak
duyuruldu. TED Ankara Koleji mezunu velilere bu ücretten yüzde 50 oranında indirim yapılacak.

Çocuğun kaydı sırasında, veli TED Ankara Koleji mezunuysa 4 bin 440,
mezunu değilse 8 bin 880 YTL avans istenecek.TED Ankara Koleji 6 yaş
grubuna öğrenci almayacak. Anaokulunun 5 yaş eğitimini tamamlayan
öğrenciler, velilerinin yazılı istekleri halinde 6 yaş sınıflarına
kaydedilecekler.

ÖZEL YÜCE OKULLARI

Özel Yüce Okulları gelecek yıl için eğitim öğretim ücretlerine yaklaşık
yüzde 10 oranında zam yapıldığını açıkladı.Buna göre, Özel Yüce
Okulları'nın 2008-2009 eğitim-öğretim yılında eğitim ücretleri, 5-6 yaş
ana sınıfı için KDV dahil 7 bin 668 YTL, ilköğretim 1, 2 ve 3. sınıflar
için KDV dahil 9 bin 072 YTL, ilköğretim 4. ve 5. sınıflar için KDV
dahil 9 bin 774 YTL, ilköğretim 6, 7 ve 8. sınıflar için KDV dahil 10
bin 800 YTL, Yüce Koleji hazırlık sınıfı ve Yüce Lisesi 9. ve 10.
sınıflar için KDV dahil 11 bin 448 YTL, Yüce Fen Lisesi ve Yüce Koleji
9, 10, 11. ve 12. sınıflar için KDV dahil 12 bin 96 YTL tespit
edildi.Peşin ödemelerde yüzde 5 oranında indirim yapılacak. Özel Yücel
Okullarında eğitim-öğretim hizmeti alan kardeşlerin her birine yüzde 10
indirim uygulanacak.

ÖZEL ARI EĞİTİM ÖĞRETİM KURUMLARI

Arı Okulları ise önümüzdeki eğitim-öğretim yılı için ücretlerinde
yaklaşık yüzde 11 oranında artış yaptı.Arı Okulları'nın 2008-2009
eğitim-öğretim yılında eğitim ücretleri, ana sınıfı için KDV dahil 6
bin 273 YTL, ilköğretim 1, 2 ve 3. sınıflar için KDV dahil 8 bin 950
YTL, ilköğretim 4 ve 5. sınıflar için KDV dahil 9 bin 680 YTL,
ilköğretim 6, 7 ve 8. sınıflar için KDV dahil 10 bin 850 YTL, lise 9,
10, 11 ve 12. sınıflar için KDV dahil 11 bin 450 YTL, fen lisesi 9, 10,
11 ve 12. sınıflar için KDV dahil 11 bin 750 YTL olarak tespit
edildi.Okulun açıklamasına göre, 13 Haziran tarihine kadar yapılacak
peşin ödemelerde yüzde 7 indirim uygulanacak. Kardeşlerin her birini
eğitim-öğretim ücreti üzerinden yüzde 10 indirim yapılacak.

Büyük Kolej, ilköğretim ve ortaöğretim ücretlerini geçen yıla göre
yüzde 12, anasınıfı ücretini de yüzde 8 oranında artırdı.Büyük Kolej,
2008-2009 eğitim-öğretim yılında yıllık eğitim ücretlerini ana
sınıfları (ilköğretim hazırlık) için KDV dahil 6 bin 325 YTL,
ilköğretim 1, 2, 3 ve 4. sınıflar için KDV dahil 9 bin 525 YTL,
ilköğretim 5, 6, 7 ve 8. sınıflar için KDV dahil 11 bin 125 YTL, lise
hazırlık ile 1, 2, 3 ve 4. sınıflar için KDV dahil 11 bin 425 YTL
olarak belirledi.

Yemek ücretleri ise ilköğretim hazırlık ve ilköğretim 1, 2, 3 ve 4.
sınıflar için KDV dahil 1625 YTL, ilköğretim 5, 6, 7 ve 8. sınıflar ile

lise hazırlık, 9, 10, 11 ve 12. sınıflar için 1850 YTL olacak.Büyük
kolej mezunlarının çocuklarına yüzde 10 indirim uygulanacak. Peşin
ödemeli kayıtlarda Mayıs 2008'de yüzde 8, Haziran 2008'de yüzde 6
indirim uygulanacak.

NASIL ARTIRILIYOR?

Mevzuata göre özel okullar, kurslar ve dershanelerden oluşan özel
öğretim kurumlarının, 2008-2009 eğitim-öğretim yılı ücretlerini bu ay
sonuna kadar ilan etmeleri gerekiyor.''Özel Öğretim Kurumları Öğrenci
Ücretleri Tespit ve Tahsil Yönetmeliği''ne göre, özel öğretim
kurumları, ''sağladıkları eğitim ve öğretim imkanlarına, yatırım ve
hizmetlere, personel ve işletme giderlerine, Türkiye İstatistik
Kurumu'nun (TÜİK) nisan ayı itibariyle ilan etmiş olduğu o ildeki
yıllık tüketici fiyat endeksine göre'' ücret tespit ediyor. Kurumlar,
yaptıkları yatırımlara ilişkin bilgi ve
belgelerini de valiliğe bildiriyorlar. O ilde ilan edilen yıllık
tüketici fiyat endeksine ilave olarak, bu yatırımların en çok yüzde
10'u
da eğitim ücretlerine yansıtılabiliyor.

AA

Askeri hekime özel hastane yasağı yolda

Sağlık Bakanlığı'nın hazırlayıp Başbakanlığa sevk ettiği sağlık
personelinin tam gün çalışmalarını düzenleyen yasa taslağına dahil
edilmeyerek maaşlarının artması engellenen askeri hekimlere özel
hastanede çalışma yasağı da geliyor. Muayenehane dışında özel sağlık
kuruluşlarında görev alamayacak olan askeri hekimler, yasa taslağına
karşı çıktı.

Sağlık personelinin tam gün çalışmalarını düzenleyen yasa taslağına
dahil edilmeyen askeri hekimler, hem maaşlarının artmayacak olmasına
hem de özel sağlık kuruluşlarında çalışmalarının engellenmesiyle maddi
zorluklar yaşayacaklarını belirterek, taslağın bu şekliyle
yasalaşmaması gerektiğini belirttiler.

Taslağa göre, askeri hekimlerin sosyal güvenlik kurumuna üye tıp
merkezlerinde çalışmaları yasaklanıyor. Böylece askeri hekimler, sadece
muayenehanede çalışabilecek. Tam gün yasa taslağına dahil edilmeyen
askeri hekimler hem yasa dışında kalıp hem de Sosyal Güvenlik Kurulu'na
bağlı merkezlerde çalışamayacak olmanın çifte standart olduğunu
belirttiler.

ERDÖL: "SORUNLARIN TAKİPÇİSİYİM"

Sağlık Bakanlığı tarafından "Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasını
İlgili Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Taslağı" sivil toplum
örgütlerinin görüşlerine açıldı. Genelkurmay Başkanlığı ve Milli
Savunma Bakanlığı'nın karşı çıkması nedeniyle tam gün yasa taslağına
dahil edilmeyen askeri hekimler, Meclis'te grubu bulunan siyasi parti
temsilcilerine yazı yazdı.

AKP Trabzon Milletvekili ve eski askeri hekim Dr. Cevdet Erdöl,
taslağın henüz TBMM'ye ulaşmadığını ve askeri hekimlerin sorunlarını
yakından takip ettiğini belirtti. Dr. Erdöl, "Askeri hekimlerle
iletişim halindeyim. Sorunlarının çözümü için taslak TBMM'ye
ulaştığında elimizden geleni yapacağız" değerlendirmesinde bulundu.

TASLAK, MUTLU AZINLIK YARATACAK

Tam gün yasa taslağına tepki gösteren askeri hekimler, şu görüşleri dile getirdiler:

"Tam gün yasa taslağı ile askeri hekimlere verilen muayenehane açma
hakkı GATA da görev yapan sınırlı sayıda hoca dışında kimseyi mutlu
etmiş gözükmüyor. Hacettepe, Gazi, Ankara Üniversitesi hocalarının
muayenehanelerini kapatacak olması her ne kadar askeri hekimlerin
yararına görülmekte ise de, açılan tıp ve dal merkezleri ile hastaların
artık muayenehanelere itibar etmediklerini gösteriyor. Askeri
hekimlerin tek isteği sivil meslektaşlarıyla aynı haklara ve gelir
düzeyine sahip olmak. Baktıkları hasta kitlesi çok büyük oranda
askerlerden oluşan askeri hekimlerin tanınan bu muayenehane hakkıyla
açacakları muayenehanelerde askerlerden başkalarına bakamayacak
olmaları hem yasanın felsefesine hem askeri yasalara aykırılık
göstermekte. Bu durumda da verilen muayenehane hakkının sadece kağıt
üzerinde kaldığı görülmektedir.

Bilindiği üzere askeri hastanelerde görev yapan askeri doktorlar
maaşlarının bir bölümünden feragat ederek özelde part-time
çalışabiliyorlardı. Böylece az da olsa sivil meslektaşları arasındaki
gelir uçurumunun önüne geçebiliyorlardı. Ayrıca askeri hekimler sivil
hekimlerin gitmeye çekindikleri terör bölgesi dahil ülkemizin dört bir
yanında hem askeri hastanelerde hem de mobil olarak karşılıksız olarak
hizmet vermekte olup performans, döner sermaye gibi ek tazminatlar
almamaktadır. Özellikle başbakanın tıp camiasında sivil-asker ayrımına
izin vermeyeceği inancındayız."

(ANKA)

Garson kızın katili yakalandı

Mamak'ta, iş dönüşü boğazı kesilerek öldürülen genç kızın katil zanlısı yakalandı

.Ankara Emniyet Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, Ostim'de
bir lokantada garsonluk yapan ve gece evine dönerken boğazı kesilen
Nesrin Korkmaz'ın (21) öldürülmesiyle ilgili olarak Asayiş Şube
Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri özel bir çalışma ekibi
oluşturdu.

Genç kızın özel yaşamını ve ilişkilerini araştıran polisler, olayın
''tesadüfen gelişen bir cinayet'' olduğunu tespit ettiler.Olay yerine
yakın iş yerlerinin güvenlik kameralarının görüntülerini inceleyen
polisler, bir marketin kamerasının görüntülerinden genç kızı takip eden
bir kişiyi belirlediler. Bu kişinin kimliğini saptayan polisler
mahkemeden alınan karar doğrultusunda zanlının evine baskın
düzenlediler. Görüntülerdeki Hurşit Ş. gözaltına alındı, evde bulunan
bir sustalı bıçağa el konuldu.

Emniyette sorgulanan Hurşit Ş, genç kızı otobüs durağından itibaren
takip ettiğini, kendisine arkadaşlık teklifinde bulunduğunu belirtti.
Ostim'de bir lokantada garson olarak çalışan Nesrin Korkmaz'ı
tanımadığını, ''anlık hoşuna gitmesi'' sebebiyle arkadaşlık teklif
ettiğini kaydeden Hurşit Ş, ''reddedildiğini ve hakarete uğradığını''
iddia etti.Sinirlenerek elindeki bıçakla genç kızı korkutmak istediğini
söyleyen Hurşit Ş, bıçağı salladıktan sonra olay yerinden kaçtığını
anlattı. Birkaç gün sonra genç kızın öldüğünü gazetelerden okuduğunu
belirten Hurşit Ş. olaydan sonra pişmanlık duyduğunu söyledi. Katil
zanlısının bir berberde kalfa olarak çalıştığı bildirildi.

AA

Paksüt şikayetçi olmadı

Eşiyle Kavaklıdere Tenis Klübü'ne yemeğe giderken aracının takip
edildiğinden ve dinlenildiğinden kuşkulanan Anayasa Mahkemesi
Başkanvekili Osman Paksüt'ün dinlenmediğine ve takip edilmediğine ikna
olduğu için "şikayetçi' olmadığı iddia edildi.

Üst düzey bir emniyet yetkilisi, olay yerinde bulunan araçta dinleme
cihazı bulunmadığını ve Paksüt'ün de buna ikna olduğu için şikayetçi
olmadığını belirterek, "Türk polisinde dinleme cihazı bulunan araç yok"
diye konuştu.

Yargı çevreleri, Paksüt'ün şikayetçi olmasına gerek kalmadan Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın re'sen soruşturma başlatabileceğini
belirterek, "Emniyet'e ait olduğu tespit edilen bir aracın üst düzey
bir devlet görevlisini dinlediği ve iddiası çok vahim bir durum.
Savcılık, bu konuda re'sen soruşturma başlatmalı" değerlendirmesinde
bulundu.

OLAY NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Paksüt, eşi Ferda Paksüt'le birlikte
makam aracıyla Ankara Kavaklıdere Tenis Kulübü'nde yemeğe gitti. Bu
sırada Ford Connect marka bir araç tarafından takip edildiğinden
kuşkulanarak aracını durdurdu. Kendisini izlediğinden ve dinlediğinden
şüphelendiği aracı da durdurdu. Paksüt, çevrede bulunan bir asayiş
polisinden yardım istedi. Paksüt, polise, takip edildiğini ve
dinlenildiğini belirterek, aracın arka kısmını açmasını istedi.

Asayiş polisinin bu yönde bir yetkisinin olmadığını söylemesi üzerine
araca yaklaşan Paksüt, camların siyah filmli olması nedeniyle içeriyi
göremedi. Bu sırada polis, Paksüt'e, aracın emniyete ait olabileceği
bilgisini verdi. Bunun üzerine aracın şoför mahalline gelen Paksüt,
buradaki kişiye, "Siz ne iş yapıyorsunuz?" diye sordu. "Söyleyemem"
yanıtını alması üzerine Paksüt ile araçtakiler arasında tartışma
yaşandı. Tartışmaya Tenis Kulübü'nün korumaları ile Paksüt'ün koruma
polisi de karıştı.

Paksüt, bunun üzerine Yılmaz'ı aradı. Tenis Kulübü'ne gelen Yılmaz,
Paksüt'e aracın Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar
Dairesi'ne ait olduğunu ve bir uyuşturucu operasyonunu takip için
göreve çıktığını anlattı. Paksüt'ün takip edilmesinin ya da
dinlenmesinin söz konusu olmadığını anlatan Yılmaz, uyuşturucu
operasyonunun sürdüğünü söyledi.

(ANKA)

Kraliçe Elizabeth Bursa'da

İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth ve eşi Edinburgh Dükü Prens Philip,
Bursa'da tarihi Koza Han ziyaretine başladı.Kraliçe ve eşini, Koza
Han'ın da yer aldığı Orhangazi Parkına gelişinde Bursa Valisi
Şahabetttin Harput, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül,
Dışişleri Bakanı ve Başmüzakareci Ali Babacan'ın eşi Zeynep Babacan,
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin ile Bursa Ticaret ve
Sanayi Odası (BTSO) Başkanı Celal Sönmez'in eşi Ümran Sönmez karşıladı.

Boğaz'da kaçak inşaat çalışmaları sürüyor

Boğaz'da 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'ndan
proje onaylatılarak yapılması gereken inşaatların devam ettiği
bildirildi. Kuruçeşme Eski Tramvay caddesindeki metruk yapının
yıkılarak yerine inşa edilen çelik konstrüksiyon binadaki çalışmalara
hukuki müdahalede bulunulmaması dikkat çekti. Ayrıca, Bebek'te bulunan
ve eski Maksim Gazinosu'nun yerine yapılan çelik konstrüksiyon inşaatın
durdurulduğuna dair yazılı açıklamanın yapılmasına rağmen inşaatın
devam ettiği bildirildi.