***{MeKaN}***
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

***{MeKaN}***

wWw.mEkAnN.mUtLuFoRuM.OrG
 
AnasayfaSERKANGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Aksenov

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
{Aşık}{Kul}
*(YENİ-ÜYEMİZ)*
*(YENİ-ÜYEMİZ)*
{Aşık}{Kul}


Erkek Mesaj Sayısı : 331
Yaş : 29
Nerden : hEladan
(ENERJİ) :
Aksenov Left_bar_bleue1 / 1001 / 100Aksenov Right_bar_bleue

(REPP) :
Aksenov Left_bar_bleue12 / 10012 / 100Aksenov Right_bar_bleue

(PAYLAŞIM) :
Aksenov Left_bar_bleue1 / 1001 / 100Aksenov Right_bar_bleue

(TAKIMI) : Aksenov Galatasaray
(ADIM) : _DOLDUR_
(S.ADIM) : _DOLDUR_
(YAŞIM) : _DOLDUR_
(NERELİ) : _DOLDUR_
(KANKA\'LIK) :
Aksenov Left_bar_bleue1 / 1001 / 100Aksenov Right_bar_bleue

(SİTE GÜCÜ) :
Aksenov Left_bar_bleue1 / 1001 / 100Aksenov Right_bar_bleue

Rep Puanım : 100
Kayıt tarihi : 09/09/08

mEkAnN
mEkAnN: 12

Aksenov Empty
MesajKonu: Aksenov   Aksenov Icon_minitimeC.tesi Eyl. 20, 2008 5:50 pm

Vladimir şehrinde Aksenov adlı genç bir tüccar yaşıyordu. Bu tüccarın iki dükkanı ile bir evi vardı.



Aksenov, yakışıklı, kumral kıvırcık saçlı, pek şen, sesi pek güzel bir
adamdı. Gençliğinde çok içer, sarhoş olunca da taşkınlık ederdi, ama
evlenince sarhoşluğu bıraktı, yalnız arada bir içtiği olurdu.



Bir yaz günü, Aksenov, Nijniy panayırına gitmek için hazırlandı. Ailesi ile vedalaşırken karısı:







-Ne olur İvan Dimitrieviç bugün gitme, dedi. Kötü bir rüya gördüm dedi. Aksenov güldü:



-Panayırda kafayı çekerim diye mi korkuyorsun yoksa? dedi.



-Neye korktuğumu bende bilmiyorum, ama fena gördüm; sözde şehirden yeni
gelmişsin, şapkanı çıkardın, baktım, saçların bembeyaz olmuş. Aksenov
güldü:



-Beyaz saç zenginliktir; bak gör, alışverişte kazanınca sana ne hediyeler getireceğim.



Sonra ailesiyle vedalaşıp yola çıktı. Yolu yarılayınca bir tanıdık
tüccara rastladı, geceyi geçirmek üzere bir yerde durdular. Beraber çay
içtiler, sonra yan yana olan odalarına çekilip yattılar.



Aksenov çok uyumayı sevmezdi; gece yarısı uyandı, serinlikte daha kolay
yol almak için arabacıyı uyandırdı. Atları koşmasını söyledi. Sonra
kerpiç kulübeye girdi, hancı ile hesabı görüp yola çıktı.



Kırk verst kadar yol aldıktan sonra, atlara yem vermek için durdu,
hanın sofasında dinlendi, öğleye doğru merdiven başına çıktı, semaveri
hazırlamalarını söyledi, eline kitarasını alıp çalmaya başladı.



Birden çıngıraklı bir arabanın hana yaklaştığı görüldü. Arabadan iki
askerle bir memur çıktı, memur, Aksenov'un yanına yaklaşıp:



Kimsin? Nerelisin? diye sordu. Aksenov, kim olduğunu söyledi, sonra dönüp "Bir çay içmez misiniz ? "dedi. Ama memur:



Dün geceyi nerede geçirdin? Yalnız mı idin, yoksa bir tüccarla beraber
mi? Sabahleyin tüccarı gördün mü? Handan niye bu kadar erken çıktın? "
diye boyuna soruyordu. Aksenov, böyle sorguya çekilmesine şaştı kaldı;
her şeyi olduğu gibi anlattı, sonra



"Ne diye beni böyle sorguya çekiyorsunuz? dedi. Ben ne hırsızım, ne
haydut. Kendi işime gidiyorum. Beni sorguya çekecek ne var. " O zaman
memur, askerleri çağırdı.



- Ben ilçe kaymakamıyım, dedi. Soruyorum, çünkü geceyi kendisiyle aynı
handa geçirdiğin tüccar, boğazlanmış. Göster eşyalarını, sizde üstünü
arayın. Hana girdiler, çantasını, torbasını aldılar, çözüp aramaya
başladılar. Birden kaymakam, torbadan küçük bir bıçak çıkardı.



-Bu bıçak kimin ? diye haykırdı: Aksenov, baktı bıçak kanlı; kendi torbasından çıkmıştı, bunu düşününce korktu.



-Bıçak üzerindeki bu kan ne? Aksenov, karşılık vermek istiyor, ama ağzını açıp tek bir kelime söyleyemiyordu.



-Ben bilmiyorum... ben... bıçağı... ben... benim değil... O zaman
kaymakam dedi ki: Sabahleyin, tüccar yatağında boğazlanmış olarak
bulundu. Senden başka bu işi yapacak kimse yok. Han, içeriden kilitli
imiş, içeride senden başka da kimse yokmuş. İşte kanlı bıçak da senin
torbanda çıktı, hem yüzünden de belli oluyor. Söyle tüccarı nasıl
öldürdün, ne kadar parasını aldın ?



Aksenov böyle bir şey yapmadığına yemin ediyordu, birlikte çay içtikten
sonra bir daha tüccarı görmemişti, yanındaki 8000 ruble, kendi parası
idi. Bıçak onun değildi. Ama sesi kısılıyordu, benzi kül gibi idi,
gerçekten suçlu imiş gibi korkudan bütün vücudu tir tir titriyordu.
Kaymakam, askerleri çağırdı, onu bağlayıp arabaya bindirmelerini
emretti.



Aksenov, elleri ayakları bağlanıp arabaya bindirilince istavroz
çıkardı, ağladı. Eşyalarını paralarını topladılar, kendisini yakın
şehirdeki cezaevine yolladılar. Nasıl bir adam olduğunu sorup öğrenmek
için Vladimir şehrine birini gönderdiler. Bütün tüccarlarla şehir
halkı, Aksenov'un gençliğini içkiyle, eğlenceyle geçirdiğini, ama iyi
bir adam olduğuna tanıklık ettiler.



20000 rublesini almakla suçlandırıp mahkum ettiler. Karısı, kocası için
üzülüyor, ne düşüneceğini bilemiyordu. Çocuklarının hepsi de küçüktü,
hatta bir tanesi henüz memedeydi. Kadın her şeyini toplayıp kocasının
hapis yattığı şehre gitti. İlk önce içeri bırakmadılar, sonra amirlere
yalvardı, onu kocasının yanına götürdüler.



Kendisini, hırsızlarla bir arada hapishane elbiseleriyle, zincirleriyle
görünce bayılıp yere yıkıldı, uzun zaman kendine gelemedi. Sonra
çocuklarını etrafına sıraladı, kocası ile yan yana oturdu, evde olup
bitenleri birbir anlatmaya onunu başına gelenleri de uzun uzun sormaya
başladı.



Kocası her şeyi anlattı.



Kadın: Şimdi ne yapmalı ? dedi:



Erkek: Çar'a yalvar, dedi. Suçsuz bir insan böyle yok olup gitmemeli.



Kadın, bağışlanması için Çar'a bir dilekçe sunduğunu, ama karşılık
gelmediğini söyledi. Aksenov, bir şey söylemedi, sadece başını önüne
eğdi.



Karısı dedi ki: Tevekkeli değil, o zaman rüyamda saçlarının bembeyaz
olduğunu görmemiştim. Bak, işte kederden bembeyaz olmuş artık. O zaman
yola çıkmayacaktın.



Sonra erkeğinin saçlarını düzeltmeğe başladı:



Vanya, canım dostum, dedi. Karına doğruyu söyle, bu işi yapmadın değil mi?



Aksenov: "Demek sen de benimle böyle bir şey yapabileceğimi düşündün!" dedi ellerini yüzüne koyarak ağladı.



Sonra bir asker geldi, kadınla çocukların dışarı çıkmaları gerektiğini söyledi. Aksenov, ailesiyle son olarak vedalaştı.



Karısı çıkınca Aksenov ne konuştuklarını aklından geçirmeğe başladı.
Karısının bile öyle düşündüğünü, tüccarı sen mi öldürdün, diye
sorduğunu hatırlayınca kendi kendine: "Görülüyor ki, Allah'dan başka,
kimse gerçeği bilemiyordu, yalnız O'na yalvarmak lazım, yalnız ondan
beklemek lazım." dedi.



O günden sonra dilekçe vermekten vazgeçti, başkasına ümit bağlamaktan
vazgeçti, sadece Allah'a yalvarıyordu. Aksenov'u önce kırbaçlanmaya,
sonra da Sibirya'da kürek cezası çekmeye mahkum ettiler.



Aksenov, Sibirya'da 26 yıl sürgün hayatı yaşadı. Saçları kar gibi
bembeyaz oldu, sakalı uzadı, bembeyaz, ince uzun aşağı doğru
sarkıyordu. Şen tabiatından eser kalmadı. Beli büküldü, sessiz sessiz
dolaşır, az konuşur, hiç gülmez, boyuna Allah'a yalvarırdı.



Cezaevinde ayakkabı dikmeyi öğrendi, kazandığı paralarla bir Kutsal
Takvim aldı, içeride ışık olduğu zaman okurdu, Tatil günlerinde de
cezaevi kilisesine gidip Havariler'i okuyor, kilise korosunda ilahi
söylüyordu, sesi hala güzeldi. İdare, uysal bir adam olduğu için
Aksenov'u severdi, mahpus arkadaşları da ona saygı gösterirler "dede",
"Allah adamı" derlerdi. İdare ile bazı işleri olunca arkadaşları hep
Aksenov'u ricaya gönderirler, mahpuslar kavga edince, haklıyı haksızı
ayırması için her zaman ona başvururlardı.



Evinden hiç mektup almıyor karısı ile çocuklarının sağ olup olmadıklarını bilmiyordu.



Bir gün sürgüne yeni mahpuslar getirdiler. Akşamleyin bütün eski
mahpuslar yeni gelenlerin etrafını aldılar, hangi köyden, hangi
şehirden olduklarını, kimin ne kadar ceza giydiğini sormaya başladılar.
Aksenov da yeni gelenlerin kerevetlerine oturdu, başını önüne eğmiş,
anlatılanları dinliyordu.



Mahpuslardan biri uzun boylu sapasağlam, altmış yaşlarında, tıraşlı beyaz sakallı bir ihtiyardı. Hikayesini şöyle anlattı.



- Ben arkadaşlar, buraya bir hiç yüzünden düştüm. Arabacının kızağından
bir atı çözdüm. Hayvanı çalmışsın diye yakaladılar. Ben gideceğim yere
daha çabuk varmak için atı saldım dedim. Sonra arabacı da dostum.
Uygunsuz bir şey yok, dedim. Onlar hayır, çalmışsın, dediler. Neyi
çaldığımı, nerede çaldığımı bile bildikleri yok. Daha çok eskiden beni
buraya düşürecek işler oldu, ama ele geçiremediler, şimdi ise kanuna
aykırı olarak getirdiler.



Şimdi: "Yalan söylüyorsun, Sibirya'ya gitmişsin, yalnız uzun zaman misafir kalmışsın" diyecekler...



Mahpuslardan biri sordu: Sen nerelisin?



Biz Vladimir'deniz. Şehrin yerlisiyiz, esnaf takımındanız. Adım Makar, baba adım Semeneviç.



Aksenov, başını kaldırıp sordu: Peki Semeniç, Vladimir şehrinde tüccar Aksenov'lardan söz edildiğini hiç duydun mu?



Duymaz olur muyum hiç? Zengin tüccarlar; yazık ki babaları Sibirya'da.
Öyle anlaşılıyor ki, o da bizim gibi günahkarlardan. Ya sen dede,
buraya nasıl düştün?



Aksenov, kendi kara yazısından konuşmayı sevmezdi; içini çekti:



Günahlarım yüzünden yirmi altı yıldır kürek cezası çekiyorum işte, dedi.



Makar Semenov: Ne gibi günahlar işledin? dedi.



Aksenov: "Herhalde hak etmiş olacağım." dedi, daha fazla söylemek
istemiyordu; ama cezaevindeki öbür arkadaşları, Aksenov"un Sibirya'ya
nasıl düştüğünü anlattılar. Yolda nasıl birinin bir tüccarı
öldürdüğünü, bıçağı nasıl Aksenov'un torbasına attığını, bunun için
nasıl onu mahkum ettiklerini anlattılar.



Makar Semenov, bu sözleri işitince Aksenov'a bakıp ellerini dizlerine çarptı:



Olur şey değil, olur şey değil! dedi. İhtiyarlamışsın dede.



Ona neye böyle şaşıp kaldığını, Aksenov'u daha önce nerede gördüğünü sordular, ama Makar Semenov, karşılık vermiyordu, sadece:



Şaşılacak şey çocuklar dedi. Bak nerede karşılaştık birbirimizle. Bu
sözleri işitince, birden Aksenov'un aklına belki bu adam tüccarı
öldüreni bilir, düşüncesi geldi.



Semenov, dedi, bu işi eskiden mi işittin, yoksa beni eskiden bir yerde görmüşlüğün var mı?



Makar Semenov: İşitmez olur muyum? Yerin kulağı var. Ama bu iş, çok eskiden olmuştu. İşittiklerimi unutmuşum, dedi.



Aksenov sordu:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
{Aşık}{Kul}
*(YENİ-ÜYEMİZ)*
*(YENİ-ÜYEMİZ)*
{Aşık}{Kul}


Erkek Mesaj Sayısı : 331
Yaş : 29
Nerden : hEladan
(ENERJİ) :
Aksenov Left_bar_bleue1 / 1001 / 100Aksenov Right_bar_bleue

(REPP) :
Aksenov Left_bar_bleue12 / 10012 / 100Aksenov Right_bar_bleue

(PAYLAŞIM) :
Aksenov Left_bar_bleue1 / 1001 / 100Aksenov Right_bar_bleue

(TAKIMI) : Aksenov Galatasaray
(ADIM) : _DOLDUR_
(S.ADIM) : _DOLDUR_
(YAŞIM) : _DOLDUR_
(NERELİ) : _DOLDUR_
(KANKA\'LIK) :
Aksenov Left_bar_bleue1 / 1001 / 100Aksenov Right_bar_bleue

(SİTE GÜCÜ) :
Aksenov Left_bar_bleue1 / 1001 / 100Aksenov Right_bar_bleue

Rep Puanım : 100
Kayıt tarihi : 09/09/08

mEkAnN
mEkAnN: 12

Aksenov Empty
MesajKonu: Geri: Aksenov   Aksenov Icon_minitimeC.tesi Eyl. 20, 2008 5:50 pm

Belki tüccarı kimin öldürdüğünü de işitmişsindir?



Makar Semenov, güldü: Bıçak kimin torbasından çıktı ise herhalde o
öldürmüştür. Biri bıçağı senin torbana atmış da olsa mademki yakayı ele
vermemiş, hırsız o değil demektir. Hem bıçağı senin torbana nasıl
sokarlar? Torba başının altında imiş. Pekala duyardın.



Aksenov, bu sözleri işitince tüccarı öldürenin bu adam olduğunu
düşündü. Kalktı oradan uzaklaştı. Bütün gece gözüne uyku girmedi.
Müthiş içi sıkıldı; gözleri önüne neler gelmiyordu.



Kah karısını, en son, panayıra kendisini uğurladığı zamanki hali ile
görüyordu. Onu canlı gibi görüyordu. Sonra çocukları, o zamanki
halleriyle gözlerinin önüne geldiler, hepsi de minimini, birinin
üstünde kısa paltosu, öbürünün önlüğü vardı. Kendisi de o zamanki gibi
görüyordu; neşeli genç bir adamdı, yakalandığı hanın çardağında nasıl
oturduğunu, nasıl kitara çaldığını, o zaman ne kadar sevinçli olduğunu
hatırlıyordu. Kendisine dayak attıkları ceza meydanını, celladı,
etrafta toplanan halkı, zincirleri, mahpusları, bütün yirmi altı yıllık
mahpus hayatını hatırladı, ihtiyarlığını hatırladı.



Aleksey'in üstüne öyle bir sıkıntı çöktü ki, aklından kendi kendini
öldürmek geçiyordu. "Hep şu cani yüzünden" diye düşündü. Makar
Semenov'a karşı öyle bir hınç besliyordu ki, kendi felaketi pahasına da
olsa, içinde intikam almak isteği uyanıyordu. Bütün gece dualar okudu,
ama bir türlü kendini yatıştıramadı. Gündüzleri Makar Semenov'un yanına
gitmiyor, hiç yüzüne bakmıyordu. Böylece iki hafta geçmişti. Bir gece
cezaevi içinde dolaşmaya başladı, bir kerevet altında toprak atıldığını
gördü. durup baktı. birden Makar Semenov, kerevet altından çıktı, korku
ile Aksenov'a baktı. Aksenov, görmemezlikten gelerek geçip gitmek
istiyordu; ama Makar elini yakaladı.



Duvarlar altından nasıl bir geçit kazdığını, her gün çizme konçlarına
koyup toprağı dışarı taşıdığını, işe çıkarlarken de sokağa serptiğini
anlattı: Yalnız moruk, ağzını sıkı tut, dedi, seni de alırım. Ama
söylersen bana müthiş bir dayak atarlar, ben de senin yanına bırakmam,
öldürürüm seni.



Aksenov, kendisine kıyan bu adamı görünce baştan aşağı kinle ürperdi.
Ben buradan ne diye çıkayım, sen de beni öldüremezsin, çünkü beni
çoktan öldürdü. Seni haber verir miyim, vermez miyim, bilmem. Allah
nasıl dilerse öyle olur. Ertesi gün mahpusları işe çıkardıkları zaman
askerler, Makar Semenov'un yere toprak serptiğini fark ettiler, cezaevi
içinde araştırma yaptılar, deliği buldular, müdür cezaevine
geldi:"deliği kim kazdı?" diye herkesi sorguya çekmeğe başladı.



Suçu kimse üstüne almıyordu. Bilenler Makar Semenov'u ele
vermiyorlardı. Çünkü öldüresiye döveceklerini biliyorlardı. O zaman
müdür, Aksenov'a döndü. Aksenov'un doğru bir adam olduğunu biliyordu:
İhtiyar, dedi, sen doğru adamsın, Tanrı adına söyle, kim yaptı bu işi?
Makar Semenov, sanki hiç bir şeyden haberi yokmuş gibi duruyor, hep
müdüre bakıyor, Aksenov'a hiç bakmıyordu. Aksenov'un elleri dudakları
titriyordu, ama uzun zaman ağzını açıp bir şey söyleyemedi.



Şöyle düşünüyordu: "Onu ele versem mi acaba? Beni mahvetti, ne diye onu
bağışlayacak mışım? Bana çektirdiği için o da çeksin. Gerçeği
söylersem, onu müthiş döverler. Ne diye boşu boşuna onu düşüneyim. Peki
ama elime ne geçecek, içim daha mı rahat edecek?" Müdür tekrar: E,
ihtiyar, dedi, hadi doğruyu söyle: deliği kim kazdı? Aksenov, Makar
Semenov'a baktı: Söyleyemem, sayın bayım dedi, Allah söylememi
emretmiyor. Ben de söylemeyeceğim. İstediğinizi yapın, irade sizin.



Ertesi gün, Aksenov, geceleyin kerevetine yattı, henüz dalmıştı ki,
birinin yaklaşıp ayak ucuna oturduğunu işitti. Karanlıkta baktı,
Makar'ı tanıdı.



Aksenov: Daha ne istiyorsun benden? dedi. Burada işin ne?



Makar Semenov, susuyordu. Aksenov, biraz doğruldu. Ne istiyorsun? dedi. Hadi git. Yoksa askeri çağırırım.



Makar Semenov, Aksenov'un üzerine doğru eğildi, fısıltı ile: İvan Dimitriç, dedi. Beni affet.



Aksenov: Ne diye af diliyorsun? Tüccarı ben öldürdüm, bıçağı torbana
ben soktum. Seni de öldürmek istiyordum, ama avludan sesler geldi;
bıçağı torbana soktum, pencereden atlayıp kaçtım.



Aksenov susuyor, ne diyeceğini bilemiyordu. Makar Semenov, kerevetten
kaydı, yerlere kadar eğildi: İvan Dimitriç, dedi; affet beni, Allah
aşkına affet! Tüccarı öldürdüğümü açıklayacağım, seni bağışlayacaklar.
Evine döneceksin.



Aksenov: Senin için söylemek kolay, ama bir de bana sor! Nereye giderim
şimdi? Karım ölmüş, çocuklarım beni unutmuşlardır; gidecek bir yerim
yok...



Makar Semenov, yerden kalkmıyor, başını yere vuruyor: İvan Dimitriç,
affet, diyordu. Şimdi gözlerine bakmak, ban yediğim kırbaçlardan daha
ağır geliyor... Sen yine bana acıdın, beni ele vermedin. Allah aşkına
beni bağışla, pişmanlık getiren caniyi bağışla!... dedi, hıçkırıklarla
ağlamağa başladı: Allah seni affetsin, belki ben senden yüz kat daha
kötüyümdür! Birdenbire içi açıldı. Evi barkı için tasalanmaktan
vazgeçti, cezaevinden bir yere gitmek istemiyordu, sadece son saatini
düşünüyordu.



Makar Semenov, Aksenov'u dinlemedi, suçlu olduğunu açığa vurdu. Evine dönme müsaadesi çıktığı zaman Aksenov, artık ölmüştü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SERKAN11
{***KRAL***}
{***KRAL***}
SERKAN11


Erkek Mesaj Sayısı : 1081
Yaş : 30
Nerden : KOCAELİ
İş/Hobiler : -MeKaNcI-
Lakap : aDS_Coo
(ENERJİ) :
Aksenov Left_bar_bleue49 / 10049 / 100Aksenov Right_bar_bleue

(REPP) :
Aksenov Left_bar_bleue21 / 10021 / 100Aksenov Right_bar_bleue

(PAYLAŞIM) :
Aksenov Left_bar_bleue45 / 10045 / 100Aksenov Right_bar_bleue

(TAKIMI) : Aksenov Fenerbahce
(ADIM) : !^^SeRkAn^^!
(S.ADIM) : boşver sALLa
(YAŞIM) : 13_14 gircem
(NERELİ) : ***TOkat***
(KANKA\'LIK) :
Aksenov Left_bar_bleue88 / 10088 / 100Aksenov Right_bar_bleue

(SİTE GÜCÜ) :
Aksenov Left_bar_bleue34 / 10034 / 100Aksenov Right_bar_bleue

(AVATAR) : Aksenov Bayrakqb6
Ruh Hali : Aksenov Cesaretli
Hayvanım : Aksenov Esek
(Seviye) : Aksenov Biere9
Rep Puanım : 4682590022212
Ödülü : Aksenov Araba
Kayıt tarihi : 08/09/08

mEkAnN
mEkAnN: -MeKaNcI-

Aksenov Empty
MesajKonu: Geri: Aksenov   Aksenov Icon_minitimeÇarş. Eyl. 24, 2008 2:33 pm

saol.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://mekann.benimforum.org
 
Aksenov
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
***{MeKaN}*** :: Eğlence :: Rüya Tabirleri-
Buraya geçin: