BiSMiLLAHiRRAHMANiRRAHiM
Dua,kulun ümit dalı ve Rabbine bağlılığının en güzel
ifadesidir.Dua,cennet yollarını açan,kalbe safa,ruha gıda veren ve
ebediyyet serinliğini tattıran vecd halidir.Dua,mü'min için eşi
bulunmaz bir silah,ümit gecesinde hayırlı bir sabah,bela,şiddet ve
felaket çemberinden kurtuluş ve felahtır.Dua,yerde nur,gökte nur,sağda
nur,solda nur ve kul için bir tükenmez huzurdur.Dua,Hak kapısının
halkasını tutmak,çırpınan gönüllere ilahi rahmeti dilemektir.Dua,kulun
şerefini artıran,iki alemde de yüzünü ak eden,bir güzellik bulutu
halinde rahmet katrelerini gönül toprağına döken en hayırlı şeydir.
Nihayetsiz kudret ve sonsuz Rahmet sahibi Mevlamız buyuruyor
ki:"Kullarım(Habibim)sana beni sorunca(haber ver ki)işte ben muhakkak
yakınımdır.Bana o dua edenin da'vetine icabet ederim.(Bakara
86)
Hakka davet etmede seni sala ve Ezan,
Kul ol,duada bulun,güzel cenneti kazan !
Ashabın büyükleri,tabiin ve tebe-i tabiin; zikir,tesbih ve dulara büyük
bir ehemmiyet vermişlerdir.Son zamanlarda bu vazife terk edilmektedir
yahud da unutulmaktadır.Mesela ayet ve hadiste varid olan, özellikle
ashab-ı kiram tarafından büyük bir ehemmiyetle zabtedilip bildirilen
dualar terkedilmekte,ha bire karınca duası,kadeh duası..vs duası gibi
bid'at olan,esassız,semeresiz,sun'i dualarla meşgul olunmaktadır.Bu ise
vakti boşa harcamaktan başka birşey değildir.
Resulullah (s.a.v.)buyuruyor ki:"Dua ettiğiniz zaman,kabul olunacağına
inanarak Allah'a dua edin.Bilmiş olunuz ki,gafil kalp(ile)yapılan
duaları Allah kabul etmez."(Tirmizi)
Mü'minler annesi Hazret-i Aişe (Radıyallahü Anh)den nakil.Allah'ın
Resulü (s.a.v.)geceleyin kalktığı vakit namazına şu dua ile başlardı:
"Allah'ım !
Ey Cebrahil,Mikail ve İsrafil'in Rabbi !
Göklerle ve yerin yaradanı,
Hazırı ve gaibi bilen Allah'ım !
Kullarına ihtilaf ettikleri şeylerde,
Onların aralarında ancak Sen hükmedersin.
İhtilaf edilen Hakk'a izninle beni hidayet eyle !
Çünkü dilediğini doğru yola ancak Sen hidayet edersin !"(Müslüm)
Nebiiy-i Alişan Efendimiz dua ederlerdi,fakat gece daha çok dua
ediyorlar,herkez uykuda iken mübarek başını secdelere koyup
yalvarıyorlardı.Bu da gösteriyor ki,gece edilen dualar daha makbuldur.
Gecenin yarısı geştiği vakit ve insanların uykuda bulundukları bir
demde Rabbi Teala nida eder:"Var mı Zat-ı ehadiyyetime dönüp tevbe
edici,var mı benden isteyici,varmı mağfiret dileyici ?"
Yani kullarım benden istesin de onların ellerini eteklerini rahmetimle
doldurayım,onların dileklerini kabul edeyim,onları rızama erdireyim
denilmektedir.Bu ne güzel,ne hoş ikramdır...
Nihayetsiz olan Mülkün Seyyidi ve Kevser Havuzunun Sahibi buyuruyorlar
ki:"Beş gece vardır ki,onlarda yapılan dualar geri dönmez.Yani kabul
olunur:Receb'in ilk gecesi...Şabanın yarısı(berat)gecesi...Cuma
geceleri...Ramazan Bayramı gecesi...Kurban Bayramı gecesi."
Şerefli vakitleri aramak da duanın adabındandır.O vakitlerde yapılan
dualar makbuldüriÇünkü öyle vakitler her zaman ele geçmez.Onlarda
şunlardır:
--- Sene içerisinde arefe günleri,
--- Aylardan Ramazan ayı,
--- Günler içinde Cuma günleri,
--- Gecelerde seher vakitleri...
Yine Cuma günü içinde bir saat vardır ki,bir kimse o vakte denk gelip dua ederse duası kabul olur.
Resulullah (s.a.v.)Efendimiz buyuruyor ki:"Kulun Allah'a (manen)en
yakın olduğu hal,secdede bulunduğu halidir.Secde (esnasında)Allah'a çok
dua edin."(Müslim)
Bir başka hadiste:"Dua,ezan ile kamet arasında reddolunmaz."(Ebu Davud)
Kalpte ilahi korku,gözlerde yaş olacak
Ma'rifet o ki sana Melek sırdaş olacak
Duanın kabulüne şart,nefs tezkiyesi ve kalb tasfiyesidir.Dua eden
kişinin nefsi helal lokma ile gıdalanmış olmalıdır.Dua,gök kapılarının
anahtarıdır.Fakat bu anahtarın dişleri helal lokmadır.
HUŞU:Yapılan dua huşu ile,Allah korkusu ile,aşk ve vecd ile
olmalıdır.Yine duada kendi arzusunu değil,Cenab-ı Hakk'ın rızasını önde
tutmalıdır ki netice alınsın.
Kul duaya,arzu ettiği şeyi hemen istemekle değil,Yüce Allah'ın adını
anarak,onu zikrederek,onun güzel isimlerini söyleyerek
başlamalıdır.Mesela:
"Ya Rahman,Ya Rahim,Ya Kerim,Ya Fettah;Ya Cebbar,Ya Gaffar,Ya Hayyu Ya
Kayyum !"gibi... İbn Abbas Hazretlerinin nakline göre,yine Alemin
Rahmeti ve varlığın Nuru dua ettiği zaman avuçlarını birleştirir ve iç
kısmını yüzüne çevirirdi.
Görüldüğü üzere hem avuçları birleştirmek hemde ta koltuk altları
görülünceye kadar elleri açmak sünnete uygundur.Çünkü her iki şekilde
de Kainatın Efendisi dua etmişlerdir.
TEVBE İSTİFAR: Duaya başlamadan önce tevbe istifar etmek gerekir.Kul
manen kirlerden arınacak ki haceti hasıl olsun.Aslında bizim tevbemiz
de yine bir tevbeye muhtaçtır.Yine müslüman bir kul duadan ve
istifardan usanmamalılı,Duama karşılık bir şey elde edemedim diye
mahsun olmamalıdır.Kul,kendisi için Rabbinin neler hazırladığını
bilemez.Belki o duanın karşılığı Firdevs cennetidir.Belki bir belanın
kalkmasıdır. Kainatın Efendisi ve Nebiler Nebisi buyuyorlar:"Her kim
duasının kabul olmasını,gam ve kederinin açılmasını dilerse darlık
çekene(karşı kerem alini)açsın."
MÜBAREK MEKANLAR:Arafat'ta Müzdelife'de,Minada ve Mescid-i Aksa'da
yapılan dualar bir ok gibi hedefine varır.Alemin Rahmeti ve Allah'ın
şerefli Resulü buyuruyorlar ki:"Şu dört yerde gök kapıları açılır ve
dua makbul olur:Allah yolunda(cenk için)saflar karşılaştıkları
zaman,yağmur yağarken,namaza dururken ve bir de Kabe görüldüğü vakit."
GİZLİCE DUA:Bilirsiniz ki gizli yapılan amellere riya kokusu
bulaşmaz,riya ise amelleri ifsat eder.Bu sebeple gizlice ve kırık bir
kalple yapılan dualar kabul olunmaya daha layıktır.Hadis-i Şerifte
buyuruluyor ki:"Gizlice yapılan dua,açıkta yapılan yetmiş duaya
denkdir."
Duanın sonunda kişi kendisi "Amin !"demelidir.O amin deyince melekler
de aynı şekilde amin derler.Meleklerle,dua edenin amin demesi,birbirine
denk düşünce fazileti bin kat artacak ve böylece dua aminle mühürlenmiş
olacaktır.
HAMD,SENA VE SELAVAT: Duaya Besmele ve Allah Teala'ya
hamdederek,Resul-i Ekrem(s.a.v.)üzerine salat,ü selam getirerek
başlanmalıdır.Ve yine duanın sonunda,Salat-ü Selam tekrar
edilmelidir.Çünkü Nebiler Nebisine salat okumadan yapılan dualar
perdelidir,menziline ulaşamaz.