***{MeKaN}***
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

***{MeKaN}***

wWw.mEkAnN.mUtLuFoRuM.OrG
 
AnasayfaSERKANGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
SERKAN11
{***KRAL***}
{***KRAL***}
SERKAN11


Erkek Mesaj Sayısı : 1081
Yaş : 30
Nerden : KOCAELİ
İş/Hobiler : -MeKaNcI-
Lakap : aDS_Coo
(ENERJİ) :
DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Left_bar_bleue49 / 10049 / 100DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Right_bar_bleue

(REPP) :
DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Left_bar_bleue21 / 10021 / 100DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Right_bar_bleue

(PAYLAŞIM) :
DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Left_bar_bleue45 / 10045 / 100DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Right_bar_bleue

(TAKIMI) : DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Fenerbahce
(ADIM) : !^^SeRkAn^^!
(S.ADIM) : boşver sALLa
(YAŞIM) : 13_14 gircem
(NERELİ) : ***TOkat***
(KANKA\'LIK) :
DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Left_bar_bleue88 / 10088 / 100DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Right_bar_bleue

(SİTE GÜCÜ) :
DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Left_bar_bleue34 / 10034 / 100DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Right_bar_bleue

(AVATAR) : DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Bayrakqb6
Ruh Hali : DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Cesaretli
Hayvanım : DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Esek
(Seviye) : DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Biere9
Rep Puanım : 4682590022212
Ödülü : DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Araba
Kayıt tarihi : 08/09/08

mEkAnN
mEkAnN: -MeKaNcI-

DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Empty
MesajKonu: DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari   DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari Icon_minitimeC.tesi Eyl. 20, 2008 10:36 pm

1- Düzgün bir imana, Ehli sünnet itikadına sahip olmalıdır.



Hadis-i şerifte, “Bid'at ehlinin duâsı ve ibâdetleri kabul olmaz.”
buyuruldu. Bunun için Peygamber Efendimiz ve Eshabı gibi Ehli sünnet
itikatına sahip olmamız lâzımdır. Ehli sünnete göre; Îman artmaz ve
azalmaz. Büyük günah işlemekle îman gitmez.Gayba îman esastır. Allahü
teâlâ Cennette görülecektir. Ameller (İbâdetler) îmandan parça
değildir. Amelde dört mezhebden birine tâbi olmak şarttır. Eshâb-ı
kirâmın ve ehl-i beytin ve Peygamberimizin zevcelerinin hepsini sevmek
şarttır. Dört halîfenin üstünlükleri, hilâfet sırasına göredir.Namaz,
oruç, sadaka gibi nâfile ibâdetlerin sevabını başkasına hediye etmek
câizdir. Mîraç; ruh ve beden olarak yapılmıştır. Evliyânın kerâmeti
haktır. Şefaat haktır. Mest üzerine mesh câizdir. Kabir suâli vardır.
Kabir azâbı ruh ve bedene olacaktır.İnsanları ve işlerini de Allahü
teâlâ yaratır. İnsanda irâde-i cüz'iyye vardır. Rızık, helâldan da
olur, haramdan da olur. Velîlerin ruhları ile tevessül edilir ve
onların hâtırına duâ edilir... (Daha geniş bilgi için “Seadet-i
Ebediyye” isimli, bid’atlerden uzak, her türlü dini bilgiye havi
ilmihal kitabına müracaat edilmelidir. Hakikat kitabevi – 0212 523 45
56)











2- Farzları yapıp haramlardan, kul hakkından sakınmalıdır!



İbrâhîm-i Edhem hazretlerine sordular: “Allahü teâlâ, “Ey kullarım!
Benden isteyiniz! Kabûl ederim, veririm” buyuruyor. Halbuki, istiyoruz,
vermiyor? “



Bunlara şöyle cevap verdi: “ Allahü teâlâyı çağırırsınız, Ona itaat
etmezsiniz. Peygamberini tanırsınız, Ona uymazsınız. Kur'an-ı kerimi
okursunuz, gösterdiği yolda gitmezsiniz. Cenâb-ı Hakkın nîmetlerinden
faydalanırsınız, Ona Şükretmezsiniz. Cennetin, ibâdet edenler için
olduğunu bilirsiniz, hazırlıkta bulunmazsınız. Cehennemi, âsîler için
yarattığını bilirsiniz, Ondan sakınmazsınız. Babalarınızın,
dedelerinizin ne olduklarını görür, ibret almazsınız. Aybınıza
bakmayıp, başkalarının ayıblarını araştırırsınız. Böyle olan kimseler,
üzerlerine taş yağmadığına, yere batmadıklarına, gökten ateş
yağmadığına Şükretsin! Daha ne isterler? Duâlarının netîcesi, yalnız bu
olursa, yetmez mi?”



Evet, Allahü teâlâ, Mümin sûresinin altmışıncı âyetinde, “Duâ ediniz,
kabûl ederim”, isteyiniz, veririm buyuruyor. Fakat, duânın kabul olması
için, beş şart vardır: Duâ edenin müslüman olması, Ehl-i sünnet
îtikatında olması, haram işlemekten, bilhassa haram yimekten, içmekten
sakınması, farzları yapması, bilhâssa beş vakit namaz kılması, Ramazan
oruclarını tutması, zekât vermesi, Allahü teâlâdan istediği şeyin
sebebini öğrenip, bunu araması lâzımdır.



Allahü teâlâ, herşeyi bir sebep ile yaratmaktadır. Birşey istenince, o
şeyin sebebini gönderir ve bu sebebe tesîr ihsan eder. İnsan bu sebebi
kullanıp, o şeye kavuşur. Evliyâsının hatırı için, âdetini bozarak,
bunlar duâ edince veya Evliyâyı kiram vesîle edilerek duâ edilince,
bunlara “Kerâmet” olarak, sebebe hâcet kalmadan, doğruca istenileni
verir.”



Abdülhâlık Goncdüvânî hazretleri, duâsı makbûl bir zât idi. İnsanlar,
duâsını alabilmek için uzak yerlerden gelirlerdi. Bir gün birisi gelip:



- Efendim, son nefeste selâmetle gidebilmemiz için duâ buyurun, dediğinde;



- Her kim farzları edâ ettikten sonra, duâ ederse duâsı kabûl olur. Sen
farzdan sonra duâ ederken bizi de hatırlarsan biz de seni hatırlarız.
Bu durum hem sizin, hem de bizim için duânın kabûl olmasına vesîle
olur, buyurdu.



Ebül Hasan-ı Harkani hazretleri, sefere çıkan talebelerine, “Sıkışınca
benden yardım isteyin!” buyurur. Yolda talebelerini, eşkıya yakalar.
Onlar, kurtulmaları için Allahü teâlâya duâ ederler; fakat
kurtulamazlar. Bir talebe “Ya Ebel Hasan, imdat!” der. O talebeyi
eşkıya göremez. Diğerlerinin nesi varsa alırlar. Seferden dönünce
hocalarına, “Biz Allahtan yardım istediğimiz hâlde soyulduk. Fakat şu
arkadaşımız, sizden yardım isteyince kurtuldu. Bunun hikmeti nedir?”
derler. O da, “Siz Allahü teâlâyı, haram giren, haram çıkan bir ağızla,
çağırdınız. Bu ise, Ebül-Hasen ile tevessül eyledi. Ebül Hasen, kul
hakkına dikkat eder, haram yemez, gıybet etmez, haram işlemez. Allahü
teâlâ, bunun sesini Ebül-Hasene duyurdu. Ebül-Hasen de, bunun
kurtulması için duâ etti. Duâsı kabûl oldu. Ben sadece vasıta oldum,
duâ ettim. Kurtaran Rabbimizdi”. diye cevap verir.



Allahü teâlâ, evliyâsının duâlarını kabûl edeceğini Kur'ân-ı kerîmde
bildirmektedir. Mâide sûresinin yirmiyedinci âyetinde meâlen, “Allahü
teâlâ, ancak takvâ sâhiblerinin ibâdetlerini, duâlarını kabûl eder”
buyuruldu. Hadîs-i şerîfte de, “Saçları dağınık ve kapılardan kovulan
öyle kimseler vardır ki, bir şey için yemin etseler, Allahü teâlâ
onları doğrulamak için o şeyi yaratır” buyuruldu.



Sa'd bin Ebi Vakkas hazretleri Peygamber efendimize dedi ki:



- Yâ Resûlallah, duâ buyur da, Allahü teâlâ, benim her duâmı kabûl etsin.



Cevâbında buyurdu ki:



- Duânızın kabûl olması için helâl lokma yiyiniz! Çok kimse vardır ki,
yedikleri ve giydikleri harâmdır. Sonra ellerini kaldırıp duâ ederler.
Böyle duâ nasıl kabûl olunur?



Diğer hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:



“On dirhemlik elbisenin bir dirhemlik kısmı haram kazançtan gelse, o elbise ile kılınan namaz kabul olmaz.”



“Şarap içenin namazı kırk gün kabul olmaz.”



“Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri harâmdır, sonra ellerini kaldırıp duâ ederler. Böyle duâ nasıl kabûl edilir?”







3- Kıymetli vakitlerde duâ etmelidir



Cuma günü ve gecesi, ezân vakti, ezan ve ikâmet arası, her günün seher
vakti, gecenin ikinci yarısı, Receb'in ilk gecesi, Şâban'ın onbeşinci
gecesi, Bayram geceleri, Arefe günü, Ramazan gün ve geceleri, iftar
zamanı, her günün zevâl vakti, Cuma günü öğle ile ikindi arası kıymetli
vakitlerdir. Bu vakitleri ganimet bilmelidir.



Hastalık hâli, aile ve vatanından uzak kalındığı zaman, farz
namazlardan sonra, İhlâs sûresi okunduktan sonra, yağmur yağarken,
düşmanla karşı karşıya gelince, oruçlu olduğu zaman, kalbinde incelik
hissettiği anda duâ etmelidir. Çünkü kalbdeki incelik rahmet kapısının
açık olduğuna işarettir.Rabbimiz, seher vakti, “Duâ eden yok mu kabul
edeyim!” buyurur.



Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:



“Dertli müminin duâsını ganimet bilin!” .



“Beş vakt farz namazdan sonra yapılan duâ kabûl olur”



“Gecenin son üçte birinde, dünya semâsını rahmetiyle dolduran Allahü
teâlâ buyurur ki: İstiğfar eden yok mu, onu mağfiret edeyim. İsteyen
yok mu, istediğini vereyim, duâsını kabûl edeyim.”



“Oruçlunun duâsı reddolunmaz.”



“Üç duâ vardır ki, Bunların kabul edileceğinden şüphe yoktur. Mazlumun duâsı, misafirin duâsı ve babanın evladına duâsı “







4- Kabûl edileceğine inanarak duâ etmelidir.



Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde “Duâ edin, kabûl edeyim” buyuruyor.
Bunun için duânın kabûl edileceğinden şüphe etmemelidir. Şartlarına
riâyet edilip edilmediğinden şüphe etmelidir.



Peygamber efendimiz buyurdu ki:



“Allahü teâlâya, kabûl edileceğine tam inanarak duâ ediniz! Biliniz ki,
Allahü teâlâ gâfil bir kalb ile yapılan duâyı kabûl etmez.”



“Duâ ettim kabul edilmedi demedikçe, duâ kabul edilir”



Kur'an-ı kerimin ve duânın tesir etmesi için, okuyanın veya yazanın ve
hastanın buna inanması, hastanın zararlı olan gıdalardan, şüpheli
ilaçlardan perhiz etmesi, sıcaktan ve soğuktan sakınması gerekir.
Okuyanın, itikadının bozuk olmaması, haram işlemekten, kul hakkından
sakınması, haram ve habis şey yiyip içmemesi ve karşılık olarak ücret
almaması şarttır.



Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:



“Allahü teâlâ, duânızı kabûl eder. Duâ ettim, hâlâ duâm kabûl olmadı
diye acele etmeyiniz! Allah'tan çok isteyiniz! Çünkü kerem sahibinden
istiyorsunuz.”



“Duâ eden, üç şeyden hâli değildir: Ya günahı affolur veya hemen hayırlı karşılığını görür, Yahut âhırette mükâfatını bulur.”



“Rabbiniz, şüphesiz hayâ ve kerem sahibidir. Kulları ellerini kaldırıp
kendisinden birşey istedikleri zaman, onların ellerini boş çevirmekten
hayâ eder.”



“Duâda acele edilmezse, duâ kabûl olur.”



Duâda acelenin nasıl olduğu sorulunca Peygamber Efendimiz “Duâ ettim de kabûl edilmedi demektir” buyurdu.



Duânın kabûlü için acele etmemelidir. Duâya devam etmeli,
usanmamalıdır. Allahü teâlâ, duâ etmeyi ve duâ edeni sever. Kabûl
etdiği hâlde, istenileni vermeği gecikdirerek, duânın ve sevabının çok
olmasını ister. Duâyı, hiç olmazsa, yedi kerre tekrar etmelidir. Duâ
edip de duâsı dünyada kabul edilmeyenlere, Kıyamet günü Allahü teâlâ,
“Bu senin falan zamanda ettiğin duâdır. O duânın yerine sana şu
sevabları veriyorum” buyuracak, o kadar çok sevab verecek ki, o kimse,
“Keşke dünyada hiçbir duâm kabul olmasaydı da, bugün onların
karşılıklarını görseydim” diyecektir.







5- Belâ gelmeden önce çok duâ etmelidir.



Duâ, sıkıntılı zamanlarda, belâ geldiğinde değil her zaman edilmelidir.
Rahat ve huzur zamanlarında çok duâ edenin, dert ve belâ zamanlarındaki
duâları çabuk kabûl olur. Sevgili Peygamberimiz, “Şiddet ânında
duâsının kabûl edilmesini isteyen kimse, refah zamanında çok duâ
etsin!” buyurmuştur.



Ebû İshak hazretlerinden duâ istediler. Duâ etti. Duâsının kabûl
edildiğini gören bir talebesi, “Efendim, bu duâyı bana da öğretin,
ihtiyâç hâlinde ben de edeyim” dedi. O da, “Bu duânın kabûl edilmesinin
sebebi, otuz yıldır kıldığım namazlar ve devamlı ettiğim duâlar ve
harâm lokmadan sakınmamdır.” buyurdu.



Evliyânın büyüklerinden Râbia-i Adviyye, adamın birinin, duâ ederken
“Yâ Rabbî! Bana rahmet kapısını aç!” dediğini işitince; Ey câhil!
Allahü teâlânın rahmet kapısı, şimdiye kadar kapalı mı idi de, şimdi
açılmasını istiyorsun? dedi



Rahmetin çıkış kapısı her zaman açık ise de, giriş kapısı olan kalbler,
herkesde açık değildir. Bunun açılması için, sadece sıkıntılı
zamanlarda dağil her zaman duâ etmeliyiz!







6- Sebeplere yapışmalıdır



Allahü teâlânın âdet-i ilâhiyyesine uymadan, sebeplere yapışmadan,
çalışmadan duâ etmek, Allahü teâlâdan mucize istemek demektir.
Müslümanlıkta, hem çalışılır, hem de duâ edilir. Önce sebebe yapışmak,
sonra duâ etmek lâzımdır.



Kur'an-ı kerimde Allahü teâlâ dâimâ çalışmağı emretmektedir. İnsan
bütün gayreti ile çalışacak, bütün zâhirî sebeplere yapışacak, ancak
ondan sonra Allahü teâlâdan istiyecektir. Çalışmadan önce değil,
çalışırken, başarabilmek, kazanmak için, Rabbine yalvararak, Ondan
yardım bekliyecektir



Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:



“Çalışmadan duâ eden, silâhsız harbe giden gibidir.”



Adet-i ilâhiyyeye uymak, sebeplerini aramak, bulmak için çalışmak
lâzımdır. Şartlarına uyarak çalışana, elbet verilir. Dilediğine,
çalışmadan da, ihsân eder. Fakat sebeplere yapışmamızı emretmektedir.



Sebeplere yapışarak, yalvararak, ağlıyarak ve sığınarak, kırık kalb ile
Allahü teâlâdan af ve âfiyet dilemelidir. Duânın kabûl olunduğu
anlaşılıncaya ve sıkıntılar kalmayıncaya kadar, böyle duâ etmelidir.
Başkalarının ettiği duâ da faydalı ise de, dertlinin kendisinin
yalvarması daha yerinde olur. İlâc almak ve perhiz yapmak, hastaya
lâzımdır. Başkalarının yapacağı, olsa olsa, ona yardımcı olmaktır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://mekann.benimforum.org
 
DuÂnin Kabul Edİlmesİnİn Şartlari
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
***{MeKaN}*** :: Tarih - Kültür - Sanat :: islam Dünyası-
Buraya geçin: